Şu adam sürekli eğitim filmi için arayıp duruyor. | Open Subtitles | هذا الرجل دائما على اتصال بشأن فيلم التدريب |
sürekli nasıl okşuyorlar, gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت كيف أنهم يربتون دائما على الكلاب؟ |
sürekli yağış vardı. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك هناك رذاذ دائما على عندما تبدأ في النظر مثل المخزون. |
Büyük Ayı, kadınlar üzerine uzmandır. Parti yapmaya da her daim hazırdır. | Open Subtitles | بيرز الكبير , والخبير لدى السيدات دائما على استعداد للحزب |
Bu rozeti giyerek, hak ettiğiniz özel ilgiyi her daim göreceksiniz. | Open Subtitles | إرتداء هذه الشارة يعني أنك ستحصل دائما على المعاملة خاصة التي تستحقها |
Bir davayı kazanmak için her zaman canımı ortaya koyarım, Mason. | Open Subtitles | دائما على استعداد للموت من أجل قضية أليس كذلك ، مايسن؟ |
her zaman acıyı çekip duruyordum, ama acı vermek de zevkliymiş. | Open Subtitles | لقد كنت دائما على طرف المتلقي لكنها متعة أيضاً إلحاق الألم |
Diğer yandan, biz, sürekli meşgulüz. | Open Subtitles | ونحن ، من ناحية أخرى ، هم دائما على الذهاب. |
Ono Conda ile sürekli fikir ayrılığına düşerdik, fakat ona saygı duyardım. | Open Subtitles | اونو كوندا و انا دائما على خلاف لكن انا كنت احترمه |
- sürekli hazırlıklı olmalısın. | Open Subtitles | انت يجب أن تكون مستعدة لذلك. أن تكون دائما على استعداد. ماذا؟ |
sürekli bağıran insanlar yüzünden çok gürültülü bir yermiş diye okumuştum. | Open Subtitles | لقد سمعت انه قد يكون صاخب جدا حيث يصيح الناس دائما على بعضهم كل الوقت |
Ancak senin anlattığın gibi biriyse, ...çocuğu burada tutmak başından birkaç santim ötede sürekli Damokles'in kılıcının sallanması gibidir. | Open Subtitles | ، ولكن حتى لو كان كما تقولين عنه . إبقاء هذا الطفل هنا سيكون كالسيف المسلط دائما . على بعد بوصات من رأسك |
Turnedeydik, yani sürekli farklı programlar ve, farklı şehirlerdeydik. | Open Subtitles | كنا في جولة، لذلك كنا دائما على جداول مختلفة، مدن مختلفة. |
Bu rozeti giyerek, hak ettiğiniz özel ilgiyi her daim göreceksiniz. | Open Subtitles | إرتداء هذه الشارة يعني أنك ستحصل دائما على المعاملة خاصة التي تستحقها |
Anlasilan konusma esnasinda söyledigim "her daim Sophie'yi güvende tutacagim" sözünü kastediyorsun. | Open Subtitles | على ما يبدو كنت في اشارة خلال حديثنا أقول, "سأحافظ دائما على سلامة لورا" |
her daim Sophie'yi güvende tutacagim dedigin zaman benim tutmayacagimi demek istiyor gibiydin. | Open Subtitles | عندما تقولين "أنا سأحافظ دائما على صوفي أمنه" يبدو انكِ عنيتيها |
Ulusal Silah Derneği'ne üyeyim ve silahım her daim doludur. | Open Subtitles | و انا دائما على استعداد |
her zaman acıyı çekip duruyordum, ama acı vermek de zevkliymiş. | Open Subtitles | لقد كنت دائما على طرف المتلقي لكنها متعة أيضاً إلحاق الألم |
Yani seçimi yapan her zaman ödülü alıyor. | TED | وبالتالي فمن يتخذ القرار يحصل دائما على مكافأة. |
Fakat tasarım sadece bir şeyin nasıl göründüğü değil, vücudunuzun oradaki o bankta nasıl hissettiğidir ve bence başarılı tasarım her zaman bu kişisel tecrübeye bağlıdır. | TED | ولكن التصميم ليس فقط كيف تبدو الأشياء إنها كيف يشعر جسمك على هذا المقعد في ذلك المكان وأعتقد أن التصميم الناجح يعتمد دائما على الخبرة الفردية |
Neyse, ofiste buna baktım, her zaman olduğu gibi rafta duruyordu, ve neden hiç açmadığımı düşündüm. | TED | والآن ، وكنت أبحث في هذا ، كان في مكتبي ، كما هو الحال دائما على الرف ، وكنت أفكر ، لماذا لم أقم بفتحه؟ |