| Bir ezik gibi restoranda yalnız yemek yemekten daha iyidir. | Open Subtitles | ذلك أفضل من أن آكله لوحدي في المطعم كشخص فاشل. |
| Ailesi hakkında yalan söyledi çünkü tecavüzcü bir aileden daha iyidir. | Open Subtitles | لقد كذبت بشأن والدين ميتين لأنّ ذلك أفضل من والدين مغتصبين |
| - Ama belki de Doktor'u sevip kaybetmekten daha iyidir. | Open Subtitles | لكن ربما ذلك أفضل من أن تحبي ثم تخسري الدكتور |
| "bunun hakkında hiçbirşey bilmiyordum" demek daha iyidir. | Open Subtitles | وعندما لا تستطيع ذلك أفضل من أن أقف في المحكمة وأقول انني لم أعرف عن الأمر |
| Hem salak olup hem de kılını kıpırdatmamaktan daha iyidir. | Open Subtitles | ذلك أفضل من أن أكون رجل عادي أبله, أليس كذلك ؟ |
| Eğer onu yatağında tutacak şey buysa eminim diğer alternatiflerden daha iyidir. | Open Subtitles | ان كان هذا هو الالهاء الذي يريده لإبقاءه في سريره بالمشفى فأنا واثقة ان ذلك أفضل من الخيارات البديلة |
| Istakozu köpekle beslemesinden çok daha iyidir. | Open Subtitles | حسناً، ذلك أفضل من أن تُطعِم كلبها للروبيان |
| Onları sokağa bırakmaktan çok daha iyidir. | Open Subtitles | ذلك أفضل من تسريحهن في الشوارع |
| Motelden daha iyidir, değil mi? | Open Subtitles | سيكون ذلك أفضل من الفندق , أليس كذلك ؟ |
| Biraz zaman alabilir -- robotun muhtemelen 355 kez ışınlanması gerekecek; ama bu birisini arkada bırakmaktan daha iyidir. | TED | قد يستغرق الأمر بعض الوقت- على الأرجح سوف يحتاج الروبوت إلى التنقل فوريا حوالي 355 مرة؛ ولكن ذلك أفضل من ترك أي شخص وراءه. |
| Sanırım bu durum, "Pantolonun üzerinde kalsın böylece aile toplantısına geri dönebiliriz." denmesinden daha iyidir herhalde. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد أنّ ذلك أفضل من... "اِرتدِ سروالكَ حتىّ نتمكّن من العودة إلى إجتماع العائلة". |
| Onu tekrar görmekten daha iyidir. | Open Subtitles | أن ذلك أفضل من رؤيته مجدداً. |
| Vazgeçmekten daha iyidir. | Open Subtitles | ذلك أفضل من الإستسلام |
| Senin boylamandan daha iyidir. | Open Subtitles | - ذلك أفضل من ذهابك بنفسك! |