Doğru. Uzanmış yatıyordu. Ona seslenmek durumunda kaldım. | Open Subtitles | لا, فقد كان راقدا بالطابق العلوى وكان لابد ان اصيح عليه |
Sıvayı ve alçıyı kırdığında hazine sandığı çatı kirişinde yatıyordu. | Open Subtitles | لذلك قام بالحفر و اخترق الجص و الخشب و هناك كان يوجد صندوق الكنز راقدا على عارضه خشبيه . |
Josh burada yatıyordu. | Open Subtitles | جوش " كان راقدا هنا " |
Bu sabah erken saatlerde, otoyolun ortasında yüzükoyun yatarken bulundu. | Open Subtitles | لقد وجُد مبكرا هذا الصباح راقدا ووجة لأسفل... فى منتصف الطريق العام |
- Josef onu bu sabah yerde yatarken buldu. | Open Subtitles | - جوزيف وجده راقدا هنا هذا الصباح |
İleriye baktığımda ayıyı, yerde yatarken gördüm. | Open Subtitles | كان الدب راقدا هناك |