| Üstelik oralarda bir yerde yatan bir kişi daha var. | Open Subtitles | بالأضافة، أنك أصبت واحداً آخر راقداً في مكاناً ما هناك |
| Balo gecesi yolda yatan adamı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكري ذلك الرجل الذي كان راقداً على الطريق في ليلة الحفل الراقص؟ |
| Zavallı Dr. Chumley, bir sokakta kanlar içinde yatıyor olabilir. | Open Subtitles | لا أستطيع التفكير ربما يكون راقداً فى بركة من الدماء |
| Ama yanına gittiğim zaman, benimle konuşmadan öylece yatıyor. Evet. | Open Subtitles | لكن عندما آتي أجده راقداً بدون أن يقول أي شيء |
| Oğlumu bulduğumda... yolun ortasında yatıyordu. | Open Subtitles | حينما وجدت أبنى كان راقداً فى منتصف الشارع |
| Buraya onunla görüşmeye geldim. Yerde yatıyordu. | Open Subtitles | أتيت إلى هُنا لمقابلته وكان راقداً هُنا فحسب |
| Siz yatıyorken, yüzünüze dokundum. | Open Subtitles | لمست وجهك ... عندما كنت راقداً هناك |
| O taşların üzerinde parçalanmış ve ezilmiş halde yatan Sebastian'dan başka hiç bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيئاً "ما عدا " سيباستيان راقداً على هذه الأحجار |
| Benim istediğim gibi olsa, şu anda sokakta yatıyor olurdu. | Open Subtitles | إن كان بإمكاني إستخدام سلطتي لكان الآن راقداً وسط النفاية في الشارع |
| Bazı sırlar zamanın başlangıcından beri uykusunda yatıyor. | Open Subtitles | بعضها راقداً في سكون منذ بداية الوقت نفسه. |
| - İşin aslı, eğer sen beni babamla o aptal tartışmaya itmiş olmasaydın, o şimdi bu yatakta yatıyor olmazdı. | Open Subtitles | إذا لم تدفعيني لافتعال هذا الشجار الغبى مع والدي لربما لم يكن أبى راقداً فى المشفي الان |
| Orada yatıyordu, her yeri kırılmış ve bükülmüştü. | Open Subtitles | كان راقداً هناك مكسراً و بحال يرثى له |
| Bay Bellows yerde öylece yatıyordu. | Open Subtitles | السيد (بيلوز) كان راقداً فحسب و هل نظرتي جيداً إلى |
| O öylece yerde yatıyordu. | Open Subtitles | كان راقداً على الأرض |
| Ben orada yatıyorken,.. | Open Subtitles | عندما كنت راقداً على الأرض .. |