| Böyle bir yerden geçerken 80 kg lık yük ve kızak sanki 800 kg lık bir yük haline geldi En azından ben böyle hissettim. | TED | تخيل عبور هذه الاشياء مع زلاجة يصل وزنها الى 80 كغ و لكني كنت احس بالوزن و كأنه 800 كغ |
| kızak yaptım mı demişti sanki? | Open Subtitles | لقد أخبرك بأنها زلاجة أو شيئًا من هذا القبيل... |
| Siz koşu yıldızlarının hızlı olduğunuzu düşündüğünüzü biliyorum. 300 kiloluk bir kızağı iterken ne kadar hızlısınız görelim. | Open Subtitles | الآن, أعلم بأن أقدامكم المدللة تظن أنها سريعة حسناً, دعونا نرى مدى سرعتكم عندما تدفعون زلاجة بوزن 600 باوند |
| Bir kızağı böyle bir forma sokmanın ne kadar çaba istediğine inanamazsınız. | Open Subtitles | أها, لن تصدقوا ما اضطررت أن أفعل لأحصل لنا على زلاجة بمثل هذا الشكل الرائع |
| Paten dişlime fazla kuvvet uygulayıp atlayışımın yüksekliğini arttıracağım. | Open Subtitles | سأزيد ارتفاع قفزتي بتركيز قوة أكبر على زلاجة اصبعي. |
| Bilemem,5 yaşında, karların üzerinde, kırmızı bir kızağa binmiş, büyük çam ağacının yanında, | Open Subtitles | , لا أعرف , الخامسة , كانت جالسة على زلاجة حمراء في الثلج . . و كان هناك هذه الشجرة الضخمة |
| Anne, Skip bir kay kay takımı kuruyor. | Open Subtitles | الأم، قفزة تضع سوية فريق زلاجة. |
| Arkadaşım dedi ki çok hızlı gitmeliymişsin bu da seni, kızağını ve bütün geyikleri mahvedermiş. | Open Subtitles | قال لي صديقي ،أنك تسير بسرعة ، و أنك تملك زلاجة والغزلان يحترقون |
| Norveç tipi uzun ve el yapımı bir kızağımız vardı ve aşağı doğru hızla kayıyorduk. | Open Subtitles | صديق لي كان يعيش في إحدى التلال... وكان لدينا زلاجة طويلة من الطراز النرويجيّ المحليّ. -لا ، لنجلس في الخلف ، هناك . |
| Peki David'in kaykayına tam olarak ne ol- | Open Subtitles | اذا ماذا حدث بالضبط مع زلاجة ديفيد؟ |
| Bu bir atlı kızak. | Open Subtitles | انها زلاجة يسحبها الخيل |
| Bu gerçek kızak. | Open Subtitles | انها زلاجة فعلية |
| kızak uçuramam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أطير على زلاجة |
| Mümkün. Bak. Eski kızak mükemmel durumda! | Open Subtitles | انظر زلاجة قديمة رائعة |
| Şarjörü dibe kadar itersin kızağı arkaya çekersin, unboltuda buraya çevir. | Open Subtitles | تضغط على عمق مجلة في النهاية ... أنت ... سحب زلاجة الظهر, فتح الرتاج على الجانب. |
| kızağı çek ve unboltu çevir. | Open Subtitles | سحب زلاجة و فتح الرتاج على الجانب. |
| Nane kızağı pozisyonunu da isteyebilirsin. | Open Subtitles | أنظر إذا هي فوق زلاجة النعنـاع |
| Islak Köpek kızağı var Newfoundland Usulü Istakoz Kapanı var, Atlı Polis var. | Open Subtitles | حسناً ، لدينا "زلاجة الكلاب المهملة" و " فخ نيوفندلند لسرطان البحر" و " البوليسية الكاملة".. |
| Sonra filmi geri sardı çocuk Paten kayan bir amigo kızı yanına aldı ona dondurma ısmarladı. | Open Subtitles | وعندما أعادت تشغيل الفيلم, أخذ الفتى زلاجة المشجعة وأشترى لها المثلجات. |
| - Bir kızağa ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريد زلاجة |
| Çocuğun kızağını aldı ve tepeden aşağı uçmaya başladı. | Open Subtitles | بالطبع. لذا يَأْخذُ زلاجة هذا الطفلِ ويَطِيرُ أسفل هذا التَلِّ. |
| Norveç tipi uzun ve el yapımı bir kızağımız vardı ve aşağı doğru hızla kayıyorduk. | Open Subtitles | صديق لي كان يعيش في إحدى التلال... وكان لدينا زلاجة طويلة من الطراز النرويجيّ المحليّ. -لا ، لنجلس في الخلف ، هناك . |
| Peki David'in kaykayına tam olarak ne oldu? | Open Subtitles | اذا ماذا حدث بالضبط مع زلاجة ديفيد؟ |
| Atlı kızakla karda gezeceklermiş. Ve dönüşte de Euro Disneyland'da bir gün geçireceklermiş. | Open Subtitles | عن نزهة بحصان يسحب زلاجة وكذلك جولة بالبالون |