"سآتي" - Traduction Arabe en Turc

• geliyorum
• gelirim
• gelip
• geleceğimi
• getireyim
• uğrarım
• gelir
• ben
• alacağım
• orada olacağım
• oradayım
• alırım
• gelirdim
• gelecektim
• geleceğim

Bekleyin, ben de geliyorum. Olaya bizzat tanık olmak istiyorum.
إنتظر, سآتي معك أريد أن أهتم بهذا الأمر بأقرب فرصة

ben de sizinle geliyorum. Onlara yardım edeceğim, tamam mı?
حسنا سآتي أيضا ً سأساعد هؤلاء الشباب , حسنا ؟

ben de seninle geliyorum. Başka dans yapmanı önlemek için.
سآتي معكَ لأحرصَ على ألا تُفسدَ الامور أكثرَ مِن هذا

Beşe on kala. Sonra yine gelirim, tamam mı? Tamam.
عشرة من الساعة الخامسة, ثم سآتي للتسكّع بعد ذلك, صحيح؟

Sen kes sesini, yoksa gelip o çadıra bir delik açarım.
من الأفضل لك أن تسكت أو سآتي إليك وأمزق تلك الخمية

Seni almaya geleceğimi ve evde rahat rahat bekleyebileceklerini söyledim.
قلت لهما إنني سآتي لأخذك ويمكنهما البقاء في المنزل والاسترخاء

Aslında, sevginin deneyimi ve tasarımın deneyimi bana göre birbirleriyle değiş tokuş edilebilir. Ve şimdi kendi hikayeme geliyorum.
في الواقع, هذه التجربة للحب, و تجربة التصميم, هي بالنسبة لي أشياء قابلة للتبادل. و أنا الآن سآتي إلى قصتي.

Yarın sabah 7'de uçakla Piedmont'a geliyorum.
سآتي الى بيدموند غدا في رحلة طيران الساعة السابعة

Hemen geliyorum. ben gelmeden bir şey yapmayın.
حسناً، سآتي في الحال لا تفعلن شيئاً بدوني، وداعاً.

Bu işi bitirir bitirmez geliyorum. Bitirmeliyim.
مازلت عند وعدي, سآتي بعد إنتهائي من هذا الأمر مباشرة

Bu doğru. Sizin genel merkezinize geliyorum.
ذلك صحيح، سآتي إلى المركز الرئيسي للشركه

Hemen geliyorum. Kanapelerim bir numara.
سآتي حالاً فرقة الخنافس خاصتي فرقة رائعة

Seninle geliyorum. Belki psikoloji derslerinden öğrendiklerim işimize yarar.
سآتي معكِ، فربما قدراتي الروحية ستفيدنا في الموضوع

Sen de onların canını yakabilirsin. Bir silah bul. Seni kurtarmaya geliyorum.
ويمكنك أذيتهم أيضاً جدِ سلاحاً , سآتي إليكِ

Tabii ki gelirim. Fazla bir seçeneğim yok, değil mi?
بالطبع سآتي ليس لدي خيار آخر، أليس كذلك؟

Ya sen buraya gelirsin, ya da ben oraya gelirim.
لا. أريد التحدث لك وجهاً لوجه, وإلا سآتي لمنزلك

Buradan çıkınca seni görmeye gelirim. Bol bol eğleniriz!
عندما أخرج من هنا , سآتي لأراك يمكننا أن نلهو

Bu sözü derken Amerika'ya gelip Vanishing Point Challenger'ı ile Gemi Direği'ni oynama fırsatım olduğunu bilseydim bir "Halbuki" de eklerdim.
و لو كنت أعلم أنني سآتي هنا و سيكون لدي الفرصة للقيام بهذا بسيارة نقطة الإختفاء كنت سأضيف كلمة مع ذلك

Ve üç hafta sonra Londra'ya gelip, alışveriş torbalarını taşıyacağım.
و بعد ثلاثة أسابيع سآتي إلى لندن لحمل أكياس التسوق

Pekala. Ona bir içki verip, olabildiğince çabuk geleceğimi söyle.
حسنا، قدمي له مشروبا واخبريه أنني سآتي حالما استطيع

Bakın, yarın oraya bir tesisatçı ve elektrikçi getireyim.
سآتي هناك، و سأحضر معي سباكاً و كهربائياً

Hayır. Uzun zaman geçti. Kesinlikle uğrarım.
لا, ذلك كان منذ وقت طويل, بالتأكيد سآتي للزيارة.

Önce bitirmem gereken bir kaç şey var sonra gelir anlatırım.
لديّ بعضُ الأمور انا بحاجة لأنهيها أوّلاً، ومن بعد ذلك سآتي

Daha tam sarhoş olmadım. Gidip bir bira daha alacağım.
أجل , لم أحتسي ما يكفي لذا سآتي بجعة أخرى.

Ama bana ne zaman ihtiyacın olursa, orada olacağım.
لكن في حال احتجت إليّ للقيام بعمل ما سآتي للقيام بذلك

Evet biliyorum, şu adamla ilgili işlemleri bitirir bitirmez oradayım.
نعم أعرف, سآتي بمجرد انهاء إجراءات هذا الرجل.

Bir iki gün içerisinde kapıcına bırak, ben uğrar, alırım ondan.
فقط ، اتركيه لدى البواب بالايام القليلة القادمة وأنا سآتي لاستلامه

Seninle gelirdim ama ikimiz gidersek tuhaf gözükebilir.
كنت سآتي معك لكن خشيت إثارة الشكوك لو كنا معاً

Yarın gelecektim ama,ne kadar erken olursa o kadar iyi.
كنت سآتي غداَ لكن كلما إستعجل الأمر كان أفضل

10 yıl içinde sana geleceğim ve o zaman isteyeceğim.
خلال عشرة أعوام سآتي إليكِ و سأطلب منكِ شيئاً حينها