| Bir sonraki tekneyle gidiyorum. Sayende güzel bir tatil geçirdim. | Open Subtitles | سأغادر على المركب القادم أريد أن أشكرك على حسن الضيافة |
| Beni, iptal edilmiş randevusuna rağmen takipçi gibi düşünme diye hemen gidiyorum. | Open Subtitles | سأغادر الآن قبل أن تظني أني المُطارد الذي يأتي في المواعيد الملغيّة |
| Burada bana yardım edenlere ve onlara yardım etmeme izin verenlere karşı duyduğum büyük kederle bu vadiden gidiyorum. | Open Subtitles | سأغادر الوادي مع الأسف من حيث هؤلاء الذين ساعدوني هنا |
| Üstelik uzaklara gidiyorum. Şehirden ayrılıyorum. | Open Subtitles | بالاضافة الى ذلك أنا سأذهب بعيداً سأغادر البلدة |
| C.A.T. tarayıcısının ne dediği umrumda değil yarın çıkıyorum ben. | Open Subtitles | ،لا يهمني ما تقوله الأشعة السينيه سأغادر هذا المكان غداً |
| Tamam bak işlediğin suçlar konusunda hatam varsa... Buradan çekip giderim. | Open Subtitles | إذا كنت بريء من الجرائم التي أعتقد أنك إرتكبتها إذن سأغادر |
| Uygulayacağım iki tutuklama emrim var. Şehirden iki kişiyle ayrılacağım. | Open Subtitles | لديّ تفويضان و سأستخدمهم سأغادر المدينة و معي رجلان |
| gidiyorum ve beni durdurmaya çalışan olursa, çok saç kesilir burada, ve kendi saçımdan bahsetmiyorum. | Open Subtitles | سأغادر الآن و إذا افتعلتم أيّ حركة لإيقافي سيكون هنا كثيرآً من الشعر المقصوص و لن يكون شعري |
| Yarın gidiyorum ve daha eşyalarımı bile toplamadım. | Open Subtitles | أنا سأغادر غداً أنا لم أبدا حتى الآن حزم الحقائب. |
| Yarın gidiyorum ve daha eşyalarımı bile toplamadım. | Open Subtitles | أنا سأغادر غداً أنا لم أبدا حتى الآن حزم الحقائب |
| - Susmazsan şimdi bitireceğim. - Ben gidiyorum. | Open Subtitles | ـ نعم ،سأفعل هذا الآن إذا لم تصمتي ـ سأغادر ،مع السلامة |
| - Ben gidiyorum. - Güle güle. | Open Subtitles | ـ أنا سأغادر المكان ـ مع السلامة يا عزيزتي |
| Ben, bankaya gidiyorum. Öğlen yemeğine dönerim. | Open Subtitles | سأغادر الآن إلى الفندق , و سوف أعود في وقت الغداء |
| Halletmem gereken birkaç şey var. Bu gece gidiyorum. | Open Subtitles | علي ترتيب القليل من الأمور ثم سأغادر الليلة. |
| Evet, Köln'den yarın akşam ekspresiyle ayrılıyorum. | Open Subtitles | نعم سأغادر كولونيا غدًا في المساء على متن القطار |
| Valerie, bugün ayrılıyorum, Brainerd'a dönüyorum. | Open Subtitles | فاليري .. سأغادر هذا الصباح ، ساعود إلى براينارد |
| Dışarıya çıkıyorum, ama yemeğe yetişirim. Yemek için iki kişilik yer hazırla. | Open Subtitles | سأغادر , ولكنني سأعود للغداء , سيكون على الغداء شخصان |
| Sabah yola çıkıyorum. Çekimler pazartesi başlayacak. | Open Subtitles | سأغادر غدا يجب أن أستعدّ للتصوير يوم ألإثنين |
| Buna katlanamazsan, bu senin için çok fazlaysa kapıdan çıkar giderim. | Open Subtitles | إذا لم يكن بمقدوركِ تحمّل ذلك أخبريني بذلك .. وعندها سأغادر في الحال .. |
| Yarın yapılacak bir ameliyatım vardı ve size beni almaya gelecek kimsemin olmadığını söylemekten hiç utanmıyorum ve tek başıma ayrılacağım. | Open Subtitles | ولست محرجة أن أفيدكم بئلا أحد سيأتي ليقلّني سأغادر لوحدي |
| Söz veriyorum evi terk edeceğim. Şimdi aynaları kapatmama izin ver. | Open Subtitles | أعدك أني سأغادر المنزل فقط اسمحي لي بتحطيم هذه المرايا اللعينة |
| Ama, eğer senin için sakıncası yoksa, sanırım hemen şimdi yola çıkacağım. Tamam. | Open Subtitles | لكن، لو أنكِ لا تمانعين، أعتقد أنني سأغادر الآن |
| Ben gideyim. Yapabileceğim başka bir şey yok. | Open Subtitles | . سأغادر ، ليس بوسعي القيام بالمزيد من الأفضل أن تبلغ السفير في الحال |
| Birazdan Washington'a Gideceğim. Bu akşam 8.30'da dönmüş olurum. | Open Subtitles | سأغادر إلى واشنطن خلال دقيقة وسأعود هذه الليلة عند 8.30 |
| Neyse, ben zaten gidiyordum. Yarın için planımız geçerli mi? | Open Subtitles | كنت سأغادر بأي حال، أنحن متفقان على الغد؟ |