| Bir ara vereceğiz kararımızı bir saat içinde size bildireceğiz. | Open Subtitles | سنأخذ استراحة ، وَ سنعلمكِ بقرارنـا خلال ساعةٍ من الآن |
| Bundan sonra saat başı rapor istiyorum senden. | Open Subtitles | لدينا مشكلة عويصة يا بُنيّ أريدك أن تُقدّم تقريرك لي عن هذا خلال ساعةٍ من الآن |
| O zaman yarın sabah vizitelerden bir saat önce buluşuruz. | Open Subtitles | غذاً سنلتقي غداً، قبل ساعةٍ من التحضير للجولات |
| Bir saat sonra bu koridorlarda çok kan akacak. | Open Subtitles | ستكون هناك مجزرة مليئة بالدماء حول هذا المكان خلال ساعةٍ من الآن |
| Ne iş yaptığımızı kendim öğrendikten bir saat sonra Pelerin nasıl öğreniyor? | Open Subtitles | بحق الجحيم كيف عرف العبائة نوع العمل الذي نقوم به بعد ساعةٍ من علمي؟ |
| Ama haremini bir ay boyunca her saat savunması gerekebilir. | Open Subtitles | لكنه قد يضطر للدفاع عن إناثه كل ساعةٍ من ساعات الشهر القادم |
| Bundan sonra saat başı rapor istiyorum senden. | Open Subtitles | أريدك أن تُقدّم تقريرك لي عن هذا خلال ساعةٍ من الآن أمرك يا سيّدي |
| O halde kazadan bir saat sonra eczaneden niye ilk-yardım malzemesi alıyordun? | Open Subtitles | إذاً لم كنت تشتري عدة الإسعافات الأوليّة من الصيدليّة بعد ساعةٍ من الحادثة ؟ |
| Bir saat önce kaçıran kişiyle görüştüm ama onu elimden kaçırdım. | Open Subtitles | إلتقيتُ بالخاطف قبل ساعةٍ من الآن، لكنّي أضعتهُ. |
| Anthony'nin takımı bir saat önce dönmüş olmalıydı. | Open Subtitles | فريق أنتوني كان من المفترض أن يعود قبل ساعةٍ من الأن حسنا، دعونا نأمل فقط أنهم لم يلتقوا |
| Bundan bir saat sonra, cesetlerinizi bir yığın yapıp yakacaklar... | Open Subtitles | سيكونون يحرقون جثثكم بعد ساعةٍ من الآن في كومةٍ من الركام |
| Hayır, piç kurusu kasten 1 saat önce geldi. | Open Subtitles | كلّا, الأحمق أتى عمدًا قبل ساعةٍ من الموعد |
| Tamam, bugün yerimden kalkmam ama 72 saat de... | Open Subtitles | حسناً, سأستثني هذه المناوبة ولكن سأبدأُ بعد ٧٢ ساعةٍ من الآن |
| Eğlencenizi böldüğüm için üzgünüm ama seni gözaltına altına aldıklarını yaklaşık bir saat önce öğrendim. | Open Subtitles | ... آسف لقطع متعتكم هنا ولكن لم يتمّ إعلامي ... تمّ إعتقالك حتّى قبل ساعةٍ من الآن |
| Maruz kalındıktan 72 saat sonra ölümcül oluyor. | Open Subtitles | إنَّهُ قاتلٌ بعد ٧٢ ساعةٍ من تعرضكـَ له |
| Callen ve Sam'in ihbarcıyla buluşmasından yarım saat önce. | Open Subtitles | - قٌبيلَ نصفِ ساعةٍ من اللقاءِ المفترضِ لـ"سام و كالين" مع ذلكَـ الشخص |
| Connor alınmadan bir saat önce. | Open Subtitles | كانَ قبيلَ ساعةٍ من إركابِ كونور |
| - Hadi Holt, bir saat önce yola çıkmalıydık. | Open Subtitles | (هيا، (هولت من المفترض أن نغادر قبلَ ساعةٍ من الآن |
| Havanın kararmasına daha bir saat var. | Open Subtitles | لن يحلّ الظلام) قبل ساعةٍ من الآن |