| Bir bütün olarak mı kalacaksın, yoksa moleküllerine mi ayrışacaksın, görmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أرى إن كنتَ ستبقى كما أنت أم ستنحلّ إلى جزيئات |
| Ve sende büyüyeceksin, ama aynı kalacaksın, zeki, akıllı, şimdiki gibi nazik. | Open Subtitles | و أنت ستكون أكبر و ستبقى ذكي وحكيم ولطيف كما أنت الآن |
| O burada kalıyor. Ne yapması gerektiğini ona ben söylerim. | Open Subtitles | ستبقى هنـا، أنا الذي أقرر ما الذي يجب أن تفعله. |
| İnsanları yatıştırmak için burada kalıyorsun. Bu doğru bir şey. | Open Subtitles | أنت ستبقى لتبقي الناس هادئين هذا هو الشئ الصحيح لفعله |
| Üç dakika içinde, hayatım yerinde mi sayacak, yoksa daha iyi mi olacak? | Open Subtitles | في ثلاث دقائق، هل ستبقى حياتي نفسها ؟ أم ستصبح أفضل بكثير ؟ |
| Tamam, o hâIde öbür güne dek... otel odanda kal. | Open Subtitles | حسناً ، إذن ستبقى فى غرفتك بالفندق حتى يوم بعد غد |
| Bir şey söylemedi. Ama bir hafta kalır herhalde. [MÜZİK BİTER] | Open Subtitles | لم تقل أي شيء عدا أنها ربما ستبقى لأسبـوع، وإن يكن. |
| Burada kalacak ve botuma göz kulak olacaksın. Hemen dönerim. | Open Subtitles | ستبقى وتتأكد من ألا يسرق أحد قاربى وسأعود على الفولر |
| Ne yapacaksın, tüm bu ölü adamlarla ormanda mı kalacaksın? | Open Subtitles | ماذا ستفعل، ستبقى هنا في الغابة مع كلّ الرجال الميّتين؟ |
| Yaşın gelene, ya da bu mahkeme değişiklik yapmaya uygun bir sebep buluncaya kadar orada kalacaksın. | Open Subtitles | ستبقى هناك حتى تبلغ .. او حتى نجد هذه المحكمة سببا للقيام بتغيير |
| Edebiliyorsan tövbe et... ama sonsuza kadar böyle kalacaksın. | Open Subtitles | قدم توبتك إذا استطعت ولكنك ستبقى هكذا حتى الأزل |
| Eğer aslanlar giderse, sol yakadaki antilopları yerler, bu yüzden onlar kalıyor ve iki antilop karşıya geçiyor. | TED | إذا ذهبت الأسود، ستأكل الحيوان البري في اليسار، لذا ستبقى وسيعبر الحيوانان البريان بدلاً منهما |
| Bu bira sen yaşlanıp ölünceye ve biz de çocuklara seni unutsunlar diye yeni köpek alıncaya kadar asitli kalıyor. | Open Subtitles | هذه البيرة ستبقى مكربنة لوقت طويل بعد موتك من كبر السن ونشتري كلب آخر لنساعد الأطفال على نسيانك |
| Anlaşma şu: O burada kalıyor, sizse bir saat içinde parayı getiriyorsunuz. | Open Subtitles | اليك الاتفاق، هي ستبقى هنا وانت ستذهب لإحضار المال وتعود في خلال ساعة |
| Bir zamanlar âşık olduğun adamın hayatını kurtarmak için yanında kalıyorsun. | Open Subtitles | ستبقى هنا لتنقذى حياة الرجل الذى أحببتيه |
| Pazartesi günleri rapor ver. kalıyorsun değil mi? | Open Subtitles | يوم فحص دخولك هوكل يوم اثنين ، كم يوما ستبقى هنا ؟ |
| Belinden aşağısı felç olacak. Ailen olmadığı için düşkünler evine gideceksin. | Open Subtitles | ستبقى مشلولاً، و دون عائلة، سينتهي بك المطاف في دار رعاية. |
| Evde kal. Yatağına dön ve gevşemeye çalış. | Open Subtitles | كلا، ستبقى في البيت عد إلى السرير وخذ الأمور بتروي فحسب |
| Eğer onu fahişemiz yapıp saraya götürsek ve orada kalsa, güzel olarak kalır mı? | Open Subtitles | فإن جعلناها مومسًا واحتفظنا بها بالقصر، فهل ستبقى جميلة؟ |
| Ben gidince Michael, sen oyundaki ebe olacaksın. | Open Subtitles | وعندما اغادر هذه الغرفةِ، مايكل ستبقى ساكناً في الغرفة دون حراك |
| Mareşal Soult, siz Paris'teki birliklerimizin başında kalacaksınız. | Open Subtitles | مارشال سولت ، ستبقى قائد قواتنا هنا فى باريس |
| Kuzen Thaddeus, dolaplara tam yeltenecekken sen atılıyorsun ve avukata hangi dolapların açık kalacağını bildiğini söylüyorsun. | TED | قبل أن يبدأ ابن العم ثادوس في فتح الخزائن، تتقدم وتخبر المحامي بأنك تعرف أي خزنة ستبقى مفتوحة. |
| -Zaten sen bu yolu tercih etmezdin - Ne yolu? | Open Subtitles | . لأنى عرفت أنك ستبقى فى طريقك أى طريق ؟ |
| Ve işlerinde hala yardım edeceğimi, ve senin de benim işlerimde yardım edeceğini. | Open Subtitles | وأنا سأبقى أساعدك في الشيء الذي أنت فيه وأنت ستبقى تساعدني فيما يخصني |
| Dişindeki o haşhaş tohumuyla konuşmaya devam edeceksin değil mi? | Open Subtitles | ستبقى تتكلم مع هذه البذور التي في أسننانك أليس كذلك؟ |
| İkinci karşılaşmanıza dayanarak onun hakkındaki fikrinizi değiştirir misiniz yoksa ilk izleniminize sadık kalıp adamı siler misiniz? | TED | هل ستغير رأيك فيه؟ بناء على هذا اللقاء الثاني، أم ستبقى على انطباعك الأول وتتجاهله؟ |
| Eğer en yakınınızdaki kapıyı söküp onu yakalamak için daha geniş alan sağlasanız bile, onu yine de kurtaramayacaksınız. | TED | حتى لو انتزعت اقرب باب لكي توفر مساحة أكبر لالتقاطها به ستبقى غير قادر على انقاذها على اي حال |
| Bi bastım mı üstüne, sabaha kadar kalırsın öyle yapışık vaziyette ha! | Open Subtitles | إذا وطئتَ عليه ستبقى ملتصقاً به حتى الصباح |