11'e tam 3 dakika kala sokak kapısından içeri gireceksin. | Open Subtitles | الساعة الحادية عشر إلا ثلاث دقائق بالضبط ستدخل المنزل من باب الشارع |
Ziggurat için tebrikler. Siyasete girecek misiniz? | Open Subtitles | دوق رد، بعد انتهاء الزقورات، هل ستدخل في الانتخابات؟ |
Kendine gel. İçeri gidiyorsun, asker. | Open Subtitles | استجمع قواك، ستدخل إلى هناك أيها الجندي. |
Yas tutma sürecine girer ve tüm düğüne gölge düşürür. | Open Subtitles | ستدخل في حِداد رسمي و تُلقي بالكآبة على الإجراءات كلها |
Kan tıkanıklığına bağlı kalp yetmezliğine giriyor, Dell. | Open Subtitles | ديل، إنها ستدخل في نوبة من قصور القلب الاحتقاني |
Şimdi duşa giriyorsun, dostum yoksa orada ikimiz olacağız. | Open Subtitles | والآن ستدخل لذلك الحمام وإلا سيكون كلانا بالداخل الآن |
Bilirsin, başka bir yargıç önemsemez fakat bir polise vurursan içeri girersin. | Open Subtitles | أتعلم, قاضٍ آخر قد يهتم لكنك ضربت شرطياً, ستدخل السجن |
Onun oraya gideceğini öğrendiğimiz an sen Buchanan'ın yerine geçerek oraya gideceksin. | Open Subtitles | بمجرد أن نعرف أنه فى الطريق, ستدخل بصفتك بيوكانان. |
Mahkeme salonuna gireceksin.., ...vasat, pis, şeytani bir George Costanza görecekler. | Open Subtitles | ستدخل تلك القاعة، فيرون جورج كوستانزا شيطان، بذيء، شرير. |
Sen sadece telefon hatlarını kullanmayacaksın. Bankaya gireceksin. | Open Subtitles | انت لن تستخدم خطوط التليفون بل ستدخل البنك |
Jack, sen hastaneye böbrek nakli olacak bir hasta olarak gireceksin. | Open Subtitles | جاك، أنت ستدخل المستشفى كمريض في حاجة زرع الكلية. |
Bir kaç saniye sonra, kızgın bir eş şu kapıdan bağırarak içeri girecek ve aldatan kocasını bulana kadar lanet yağdıracak. | Open Subtitles | خلال بضع ثوانٍ, ستدخل زوجة مستشيطة الغضب من ذلك الباب وستحيل المكان جحيماً حتي تجد زوجها الخائن |
Sıvıya ihtiyacı var yoksa şoka girecek. | Open Subtitles | وهي في حاجة إلى سوائل أو أنها ستدخل في صدمة |
Bu yüzden tam olarak saat beşte, sisteme girecek ve bir küresel fon değişimi başlatacaksın. | Open Subtitles | في تمام الخامسة ، ستدخل و تبدأ عملية تحويل أموال دولية |
Darian Buchanan olarak gidiyorsun. | Open Subtitles | ستدخل بصفتك دارين بيوكانان, مندوب من جامايكا |
Eğer benimle beraber dışarıdayken sana konuşulmadan konuşursan bu silahın içindeki farkına bile varmadan kafana girer. | Open Subtitles | إذا تكلمت كلمة واحدة فقط عندما نكون بالخارج بجانب الباب مالم أتكلم معك هذه الرصاصة ستدخل رأسك بدون إشعار مسبق |
İçeri giriyor, barda yanıma oturuyorsun, içkini sipariş ediyorsun. | Open Subtitles | أنك ستدخل , و ستجلس بجانبي في البار بأنك ستلطب مشروباً |
Owen Harper, emlak piyasasına giriyorsun. | Open Subtitles | أوين هاربر ، ستدخل في مجال العقارات |
Konuşmanı bitirmezsen içeri avukatsız girersin. | Open Subtitles | اما انك انتهيت او انك ستدخل الى هناك بدون محامي |
Oraya gideceksin ve bir kaçak göçmen gibi direk dansı yapacaksın. | Open Subtitles | ستدخل و ترقص حول الصاري لتفسح لنا سبيلا للنجاه |
Müren balığı yarığa girip balığı alabilir, ama balık kaçabilir ve orfoz balığı da onu kapabilir. | TED | ربما ستدخل المورايية في الثغر لتفتك بالسمكة، ولكن يمكن أن تهرب السمكة ويمكن أن تحصل عليها القُشر. |
Amanda! Daniel'ın annesi normalde yapmayacağı bir şey için hapse gidecek. | Open Subtitles | ستدخل والدته السجن بسبب أمر لم ترغب بفعله على الإطلاق |
- Efendim, bir işlerin olduğu hal vardır bir de olması gerektiği hal ama şu kalabalık bu tarafa doğru geliyor. | Open Subtitles | و ما كان يجب ان تكون عليه لكن تلك الجماعة ستدخل |
gelecek bahar Priceton Üniversitesi'ne gidecekmişsin. | Open Subtitles | سمعت انك ستدخل جامعة برينستون الخريف القادم. |
Kapak açıldığında, içeri gir, Baker alarmı durdurabilir. | Open Subtitles | عندما تفتح الكوة ستدخل وبيكر سيقوم بتامين القفل |
Girdikten sonra Holloway şirket hesabı ve oradan da özel hesabına giriş yap. | Open Subtitles | و تبدأ عملية تحويل أموال دولية "بمجرد دخولك ، ستدخل على وديعة "ليبلينج-هالواي |
Tahminime göre hapishaneye gireceğini biliyordun sen de adamı öldürdün. | Open Subtitles | تخميني هو لقد عرفتَ أنكَ ستدخل السجن في النهاية لذا فأنتَ قتلتهُ |