| Yada ömrünün geri kalanını yapsaydım ne olurdu diye endişe içinde geçireceksin. | Open Subtitles | أو أنك ستقضي بقية حياتك تتسائل ماذا سيكون لو أنك فقط حاولت |
| Hayatının geri kalanını biriyle geçireceğine inandıktan sonra hep o vardır. | Open Subtitles | أنك تعتقد أنك ستقضي بقية حياتك مع شخص ما، أنه المنشود. |
| Güney Hindistan'dan küçük bir kız, misafiri olduğu ülkede hoş karşılanmasına rağmen, işlediği bir suç yüzünden, hayatının geri kalanını hapishanede geçirecek. | Open Subtitles | عن فتاة صغيرة من جنوبي الهند والتي،على الرغم من استقبالها بترحيب في هذا البلد ستقضي بقية حياتها في السجن |
| Tüm hayatını yanlız geçireceğini görebiliyorum, peki neden buna şimdi başlamıyorsun? | Open Subtitles | أقول لك ، ستقضي بقية حياتك بمفردك لذا ، لماذا لا تبدأ الان؟ |
| Dolayısıyla hayatının kalanını göğüs kaslarına takıntılı bir şekilde geçireceğini sana garanti ederim. | Open Subtitles | وبالتالي أضمن لك أنك ستقضي بقية حياتك مهووساً بعضلات الصدر. |
| Umarız o sefil hayatının geri kalanını hapiste geçirirsin! | Open Subtitles | ونأمل أنك ستقضي بقية حياتك المثيرة للشفقة في السجن |
| İşbirliği yapmazsanız, hayatınızın geri kalanını hapishanede geçireceksiniz ama yaparsanız, size söz veriyorum, sizi bizzat kefil olacağım. | Open Subtitles | ستقضي بقية حايتك في السجن إن لم تتعاون لكن إن تعاونت، أعطيك كلمتي سأشهد شخصياً أمام القضاء لك |
| Böyle notlar almaya devam edersen hayatının geri kalanını bir fabrikada yerleri silerek geçirirsin. | Open Subtitles | إذا واصلت الحصول على درجات كهذه ستقضي بقية حياتك تنظف الأرضيات في مصنع. |
| Çünkü seni yakaladığım zaman hayatının geri kalanını hapiste geçireceksin. | Open Subtitles | لاني عندما أقبض عليك ستقضي بقية حياتك بالسجن |
| Evlat, beni şimdi vurursan, hayatının geri kalanını bu odada geçirirsin. | Open Subtitles | بني لو تقتلني الآن ستقضي بقية حياتك في هذه الغرفة |
| Hayatının geri kalanını geçirmesi gereken kişiyi daha yeni kaybetti. | Open Subtitles | هي للتو فقدت الرجل كانت ستقضي بقية حياتها معه. |
| Hayatının geri kalanını kanepede oturarak mı geçireceksin? | Open Subtitles | مهلاً، هل ستقضي بقية حياتك جالساً على الأريكة؟ |
| Ancak bununla ilgili gerçekten sevdiğim şey, bana Mark Twain'in söylediği birşeyi hatırlatıyor olması, "Gelecek için planla, çünkü orası hayatının geri kalanını geçireceğin yerdir." | TED | لكن ما يعجبني حيال هذا أنه يذكرني بما قاله مارك تواين، حين قال "خطط للمستقبل، لأنه هناك حيث ستقضي بقية حياتك." |
| Öyleyse hayatının geri kalanını tarlalarda çalışarak geçirirsin. | Open Subtitles | اذًا ستقضي بقية حياتك تعمل في الحقول. |
| Aksi taktirde hayatının geri kalanını hapiste geçireceksin. | Open Subtitles | وإلا فإنك ستقضي بقية حياتك هاربا |
| Joy'un, hayatının geri kalanını hapiste geçirmesi gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | (بدأت بالتفكير بأن (جوي ستقضي بقية حياتها خلف القضبان |
| Listeler nedime seçmek içindir, hayatını kiminle geçireceğini seçmek için değil. | Open Subtitles | القوائم لاختيار وصيفات العروس, ليس مع من ستقضي بقية حياتك معهم . |