| Ve uzaktaki arkadaşlarla konuşmak onlarla aynı odada birlikte oturuyormuşsunuz gibi olacak. | TED | والتحدث إلى صديق بعيد جدًا سيكون مثل جلوسكما معًا في نفس الغرفة |
| Evet, Hermione. Sanırım bu aynen gerçek büyücü satrancı gibi olacak. | Open Subtitles | نعم يا هرميوني، أظن أنه سيكون مثل شطرنج السحرة الحقيقي تماماً |
| St. Salvatore festivali gibi olacak, İtalya'da her yıl yapıldığı gibi. | Open Subtitles | سيكون مثل مهرجان سالفاتوري مثل الذي يقوم في إيطاليا كل عام |
| Aynı güne randevu alırız. Çok güzel olur. Ailece dışarı çıkmışız gibi olur. | Open Subtitles | سنحدد موعدا لنفس اليوم سيكون الوضع على ما يرام سيكون مثل النزهة العائلية |
| - ...aynen bıraktığın gibi olacağını kim söyleyebilir? | Open Subtitles | حتى لو إكتشتفي طريقة للعودة لموطنك من يقول أنه سيكون مثل الوطن الذي تركتيه ؟ |
| İdolünle sevişmek gibi olurdu. Gey gibi davranmasana. | Open Subtitles | سيكون مثل مضاجعة قدوتك ولكن ليس وكأنك شاذ |
| Bu sizlerden birini kaybetmek gibi bir şey olacaktı. | Open Subtitles | حسنا، أنت تعرف، أنه سيكون مثل فقدان واحد من يا رفاق. |
| Sanki 50'lerden bir eşim varmış gibi olacak. | Open Subtitles | انه سيكون مثل انا عندى زوجة فى الخمسينات |
| Geçen birkaç gün hiç yaşanmamış gibi olacak. | Open Subtitles | هو سيكون مثل الأيام القليلة الماضية ما حدث. |
| Bilemiyorum. Daha önce hiç tanışmadığın bir teyze veya kuzen ile tanışmak gibi olacak. | Open Subtitles | إنه سيكون مثل مقابلة عمة لم أقابلها ابداً, أو قريب. |
| Bu yaşlı kadına bakmak bebek bakıcılığı gibi olacak galiba. Sadece daha büyük alt beziyle. | Open Subtitles | رعاية تلك العجوز سيكون مثل حضانة الأطفال لكن مع حفاضات أكبر |
| Bunu hatırlıyorum, çünkü tam o sırada bir kek yiyordun ve sen, "Ahbap, bu dönem tıpkı bunun gibi olacak." | Open Subtitles | أتذكر لأنك كنت تأكل قطعة كعك وقتها وقلت يا صاحبى فصل نصف السنة سيكون مثل هذة |
| Söz konusu güç, dünyadaki tüm cephaneler aynı anda patlamış gibi olacak. | Open Subtitles | تأثير قوتها سيكون مثل أسلحة العالم كله مجتمعة في نفس الوقت |
| Sanki bir televizyon yarışmasında bedava alışveriş yapma hakkı kazanmış gibi olacak. Benim için de yarışmayı kazanan kişiden eşya çalmak gibi olacak. Kay bakalım. | Open Subtitles | سيكون مثل الفوز بمُسابقة كبيرة بالنسبة الىّ ستكون مثل سرقة اشياء من الشخص الذى فاز بها انت الى الداخل |
| çünkü polislerin herzaman Yaptığı gibi olacak.. | Open Subtitles | لأن هذا سيكون مثل ما تفعله الشرطة في أي حال |
| Bu bir keşin satıcısını ezmesi gibi olur. | Open Subtitles | اللعنة ذلك سيكون مثل المدمن الذى يقتل من يعطيه مخدراته |
| Tabii, bunu yapabiliriz. Hapishane gibi olur. | Open Subtitles | يمكننا ذلك بالتأكيد ولكنه سيكون مثل السجن تماماً |
| Dört tekeri inik 57 model bir Cadillac'ı çekmek gibi olur. | Open Subtitles | هو سيكون مثل سحب سيارة بأربع عجلات فارغة من الهواء. |
| İki hayat yaşamak gibi olacağını söylemişlerdi. | Open Subtitles | قالوا بأنّه سيكون مثل معيشة العمرين. |
| Huxley'in "Brave New World..."ündeki gibi eminim o kadın Marion gibi olurdu. | Open Subtitles | "من خلق امرأة مثالية كما في "عالم جديد شجاع كتاب لـ هكسلي، قرأتِه؟ لا يهم أنا متأكد أن شكل تلك المرأة سيكون مثل ماريون |
| Benim senin kutuna bakmam gibi bir şey, tamam mı? | Open Subtitles | إنه سيكون مثل قيامي بالنظر إلى صندوقكِ, حسناً؟ |
| İşaretleyici olmadan samanlıkta iğne aramaya benzer. | Open Subtitles | من دون منارة , سيكون مثل البحث عن إبرة في كومة قش |
| Bu benim "Driving Miss Daisy"'im olacak. | Open Subtitles | لا يحتوي على المسوخ أو المجانين. هذا سيكون مثل فيلم "درايفنغ مس ديزي". |