"Ulan nasıl da dürdük defterlerini" diye TV'ye bakıp zevklenmekten daha onurlu olurdu hiç değilse. | Open Subtitles | إنه أفضل من مشاهدة تلك الخيالات التى يقدموها على شاشات التلفاز كيف سنركل مؤخراتهم |
hayır hayır, ben haklıyım bunlar dün geçe TV'de gördüğüm adamlar. | Open Subtitles | لا، لا، لا، أنا مُتأكّد. إنّهما الرجلان اللذان. رأيتهما على شاشات التلفاز الليلة الماضية. |
Bu adamlarda da hep kocaman Televizyonlar olur. | Open Subtitles | كل مايريده هؤلاء الرجال هو شاشات التلفاز الضخمة |
Televizyonlar senden bahsediyor. Atla çabuk, acele et. | Open Subtitles | انت على شاشات التلفاز اصعد بسرعة |
Güven bana, orada düz olan tek şey Televizyon ekranları. | Open Subtitles | و صدقنى , الشىء الوحيد المُسطح هناك هو شاشات التلفاز |
Sizi televizyonda öldürmek için iyi bir nedenim olsun istiyorum. | Open Subtitles | أريد سبباً رسمياً فحسب كي أقتلك أمام شاشات التلفاز. |
Pek yakında idamlar Televizyonlarımızdan naklen yayınlanacak. | Open Subtitles | لأنه ، قريبا الإعدامات ، ستُنقل مباشرة على شاشات التلفاز |
Bu insanlar düz ekran TV'ye ilk çıktığında... ...40,000 dolar harcayanlar, teknoloji belli bir standardın altında olsa bile. | TED | هؤلاء هم الأشخاص الذين أنفقوا 40،000 دولار لشراء شاشات التلفاز المسطحة فور طرحها، حتى لو كانت هذه التكنولوجيا غير ضرورية. |
TV'de de yayınlanacak. | Open Subtitles | سوف يُبث على شاشات التلفاز كذلك |
Bütün gün TV'de bu olacak. | Open Subtitles | سيكون على شاشات التلفاز طوال اليوم |
Geleceğin elektronik kitapları için TV ekranları veya eşdeğerlerini kullanıyor olacağız. | TED | سنستعمل شاشات التلفاز أو ما يشابهها للكتب الإلكترونية بالمستقبل. (موسيقي، أصوات جانبية) |
Televizyonlar senden bahsediyor. Atla çabuk, acele et. | Open Subtitles | انت على شاشات التلفاز اصعد بسرعة |
Ayda oturup, sıra sıra dizilmiş Televizyon ekranlarından dünyanın değişimini seyretmek hoş olmaz mıydı? | Open Subtitles | ألن يكون من الرائع أن نعيش فوق سطح القمر؟ مع العديد من شاشات التلفاز حيث سنتمكن من رؤية التحولات على سطح الأرض؟ |
Televizyon mühendisi olarak, gördüğümüz dünyayı Televizyon ekranlarındaki piksellere dönüştürmede uzmanlaşmış. | Open Subtitles | كمهندس تلفاز، تخصص في ترجمة العالم الذي نراه إلى وحدات الضوء على شاشات التلفاز لدينا. |
İnsanlar kendilerini televizyonda görmeye bayılıyor. | Open Subtitles | الناس تود رؤية نفسها على شاشات التلفاز |
"O gece televizyonda onu gördüğümde bunu anladım." | Open Subtitles | "عندما رأيتُه على شاشات التلفاز في تلك الليلة، عرفتُ الأمر." |
Pek yakında idamlar Televizyonlarımızdan naklen yayınlanacak. | Open Subtitles | ! لأنه ، قريبا الإعدامات ، ستُنقل مباشرة على شاشات التلفاز |