| uçağı Birleşik Devletlere indi. Doğru evraka sahip olması lazım. | Open Subtitles | طائرته هبطت في الولايات المتّحدة عليه الحصول على النموذج الصحيح |
| uçağı Birleşik Devletlere indi. Doğru evraka sahip olması lazım. | Open Subtitles | طائرته هبطت في الولايات المتّحدة عليه الحصول على النموذج الصحيح |
| Onun uçağını sen kullanmak istiyorsun herhalde. İmzalamayı unutmuşum. | Open Subtitles | ،إلاّ إذا أردت قيادة طائرته أعتقد أنني نسيت توقيع ذلك |
| Uçağının hisselerinin bir kısmını bir risk sermayesi şirketine sattı. | Open Subtitles | باع مصلحة في طائرته لمشروع شركة رأس المال. |
| Kullandığı Uçak oradan sadece 16 kilometre uzağa düştü. | Open Subtitles | طائرته تحطمت علي بعد 10 اميال من قلعة النسور |
| Her zaman uçağına bir başıboşluk havası içinde yürürdü, pervasız bir başıboşlukla sigarasını atıverir, orda bekleyen kızı kavrar, öpüverirdi. | TED | كان يمشي باتجاه طائرته بخطا متئدة خطا متئدة بنوع من الخيلاء يلقي بسجارته بعيدا, يحضن الفتاة التي تنتظره , ويقبلها, |
| O dünyada bildiğim en yarrakkafalı angutdur ama adamın jeti ve lanet bir adası var. | Open Subtitles | هذا الشاب أكبر أحمق فى العالم ولديه طائرته وجزيرتته الخاصة به |
| Hoşcakal. uçağı erken inmiş. Belki bagajını bulamaz, bu zaman alır. | Open Subtitles | إلى اللقاء. طائرته هبطت مبكرا. ألا يمكننا إفتراض أنه أضاع حقيبته؟ |
| uçağı yere iner inmez kalkıyor, bu sefer doğuya doğru uçuyor. | TED | وبمجرد أن تحط طائرته علي أرض المطار تقلع طائرتها متجهه شرقًا هذه المرة |
| Şimdi bak, uçağı 10:15'de kalkıyor, Biz 8'de çıkacağız. | Open Subtitles | اسمع الآن، ستقلع طائرته في الـ10: 15، سنستيقظ في الثامنة |
| uçağı bir kaç saat rötar yapmış, gelip onu otelinde ziyaret etmemi istedi. | Open Subtitles | لقد تأخرت طائرته بضعة ساعات وقد أرادنى أن أزوره فى الفندق |
| Havaalanına geç kalmış, uzun bir güvenlik kuyruğuna takılmış ve uçağını kaçırmış. | Open Subtitles | لقد وصل إلى المطار متأخراً وعلق فى طابور طويل، وفوّت طائرته |
| Havalanmadan biraz önce uçağını başka bir pilotla değişmişti. | Open Subtitles | قبل الإقلاع بلحظات، قام هو بتغيير طائرته مع طيار آخر |
| Dedem uçağını değiştirmemiş olsaydı kurtulabilir miydi? | Open Subtitles | لو إن جدي لم يقم بتغيير طائرته لكان قد نجا؟ |
| Sersemin biri çift motorlu Uçağının hangi kolunu çekeceğini unutmuştur. | Open Subtitles | ربما أحمقُ ما قد نسي أيّ رافعة لكي يرفع بها طائرته |
| Uçak düştüğünde Başkan, bu zirveye gidiyordu. | Open Subtitles | الرئيس كان في طريقه الي المؤتمر ولكن طائرته وقعت |
| Keşif uçuşu için pilotlar silahsız uçarken bu adam uçağına silah monte etmişti. | Open Subtitles | عندما كانوا يطيرون غير مسلحين في مهمة مناورات كان يضع بندقية على طائرته |
| Kendi özel jeti, Tandoor 2 ile bizi Atlanta'ya götürecekti. | Open Subtitles | كان سيطير بنا إلى أطلنطا على متن تندور 2 طائرته الخاصة |
| O eyalette kendi matbaası varmış. Atla bir uçağa... | Open Subtitles | وقد استقل طائرته الى هناك, اريدك ان تستقل الطائرة الى هناك, |
| Bak bilmiyorum. Onunla konuşmaya çalıştım ama jetiyle kuzey kutbunun oralara bir yere gitti. | Open Subtitles | حاولت الإتصال به، لكنه غادر في طائرته الخاصة إلى القطب الشمالي |
| Kendisi aynı zamanda Lars ile New York'tan Türkiye'ye giden uçakta imiş | Open Subtitles | لقد كان أيضاً على نفس طائرته من تركيا إلى نيويورك |
| Ve jetini kabul edecek yakın bir Uçak pisti bul bana. | Open Subtitles | وجدوا لي مهبط للطائرات على مقربة حيثُ سيصعد إلى طائرته |
| Burada, bir çocuğa uçurtmasını uçurmasına yardım ederken. | Open Subtitles | وهذه و هو يساعد طفل صغير في طائرته الورقية |
| Özel uçakla gidenler, tabutla gidenler. | Open Subtitles | نوعٌ يعيش في طائرته النفاثة والآخر يعيش في تابوت |
| Bu gece Paris'ten ayrılan özel jetine ait bir manifesto. | Open Subtitles | انها قائمه بكل الركاب المسافرين من باريس على طائرته الخاصه الليله |
| Bart, onu Paris'ten getirdi. Özel olarak Uçağında getirmiş. | Open Subtitles | بارت اشتراه من باريس كما ان له مقعدا على طائرته |
| Bay Stanger'ı çağırmıştık ki o bir hastalık nöbetine yakalandı ve onu özel uçağıyla geri gönderdiler. | Open Subtitles | لقد تلقينا اتصالا بان السيد ستانجر قد وقع مريضا وقد اعادوه فى طائرته الخاصة |