| okulda dehşet içinde arkamdan gelen var mı diye dehşet içinde bekelmekten iyidir ama En azından burda seni koruyabilirm | Open Subtitles | أعني, انه أفضل من التجول في أرجاء المدرسه في رعب, منتظرةً أحد المختلين ليلحق بي لكن على الأقل أستطيع حمايتك |
| Hayatım rezalet durumda olabilir ama En azından birilerini mutlu edebilirim. | Open Subtitles | حياتى أصبحت فوضوية . ولكن على الأقل أستطيع إسعاد شخص ما |
| En azından biraz patates alabilir miyim? | Open Subtitles | هل على الأقل أستطيع الحصول على بعض البطاطا المقلية ؟ |
| Artık adımı biliyorsunuz. Belki En azından ben de sizinkini öğrenebilirim. | Open Subtitles | ولكنك تعرفين إسمي الآن، لذا على الأقل أستطيع معرفة إسمك. |
| Ama En azından ona ihtiyacım olduğunda yanımda olacağını bilebilirim. | Open Subtitles | ولكنني على الأقل أستطيع رؤيته عندما أحتاج إليه |
| Hala yanıyor ama En azından iyi duyabiliyorum. | Open Subtitles | لا زالت تحرق قليلاً، لكن على الأقل أستطيع السماع |
| Evde olduğu zaman En azından onu korumaya çalışabilirim. | Open Subtitles | مميز إذا كان هو في المنزل على الأقل أستطيع حمايته |
| Fakat ben babamdan aldığım harçlıkla En azından kendi geçimimi sağlayabilirim. | Open Subtitles | لكني على الأقل أستطيع دفع تكلفة بقائي هنا من المصروف الذي يصلني من أبي |
| En azından bu utancı pantolonumun içinde saklayabilirim. | Open Subtitles | على الأقل أستطيع إخفاء عاري بداخل بنطالي |
| En azından ekmek paramı çıkarabilirim. | Open Subtitles | ولكنها أفضل من لاشئ على الأقل أستطيع أن آكل |
| En azından sarhoş olmadan kadınlarla konuşabiliyorum. | Open Subtitles | على الأقل أستطيع التحدث للنساء دون الحاجة لكي أكون سكرانا |
| En azından kendi tarafımı seçebildim. | Open Subtitles | على الأقل أستطيع أن أختار جهتي من الغرفة. |
| - Onun ne yapacağını anlarsam En azından onu kendisinden koruyabilirim. | Open Subtitles | إذا يمكن أن أجد ما هو قادم عليه على الأقل أستطيع حمايته من نفسه. |
| En azından ihanetinin bedelini ödemeni izleyebilirim. | Open Subtitles | على الأقل أستطيع مشاهدتك تدفع ثمن خيانتك |
| Ancak En azından sana her zaman güvenebilirim. | Open Subtitles | لاكن على الأقل أستطيع دائما الإعتماد عليكِ |
| En azından ona normal bir hayat önerebilirim. | Open Subtitles | على الأقل أستطيع أن أقدم لها حياة طبيعية |
| En azından böylesi daha mantıklı gelirdi. | Open Subtitles | مع نهدين كبيرين لأنني على الأقل أستطيع أن أتفهم ذلك |
| Ve düşündüm de En azından, ben bunu yapmayı tercih ediyorum. | Open Subtitles | وفكرت، حسنا على الأقل أستطيع أن فعله هو اختيار الذين كنت الصيد. |
| En azından ilk tehlikede çiftliğimde saklanmak yerine bir kararlar veriyorum. | Open Subtitles | على الأقل أستطيع أن اتأخذ قراراً هنا بدلاً من أن أخفي نفسي في الحقل عند ظهور أول بادرة للمشاكل |
| En azından ben içtiğimde kendime hakim olabiliyorum. | Open Subtitles | خسنا على الأقل أستطيع أن اسكر وأتحكم بتصرفاتي |