"علينا أن نفترض" - Traduction Arabe en Turc

    • farz etmeliyiz
        
    • varsaymalıyız
        
    • düşünmeliyiz
        
    • varsaymamız gerek
        
    • varsaymak zorundayız
        
    • farz etmek
        
    • saymalıyız
        
    Sevdiğimiz birilerinin, söylediklerinin veya davranışlarının aksine acı çekebiliyor olduklarını daima farz etmeliyiz. TED يجب علينا أن نفترض دائمًا بأن شخصًا ما نحبه ربما قد يعاني، بغض النظر عما يقولون أو كيف يتصرفون.
    40'lı yıllarda hepsinin aynı anda ele geçirildiğini farz etmeliyiz. Open Subtitles علينا أن نفترض أنه تم أخذهم كلهم في نفس الوقت سابقًا في الأربعينيات.
    Çok kısa bir sohbet bile etmemiz, bizim için çok tehlikeli. İzlendiğimizi varsaymalıyız. Open Subtitles إنّه أمر خطير بالنسبة لنا أن ندردش قليلاً علينا أن نفترض أننا مراقبان
    Tüm evlerini, banka hesaplarını ve şirketlerini su yüzüne çıkarmak istediklerini varsaymalıyız. Open Subtitles يجب علينا أن نفترض بأنهم سيكشفون كل أماكن منازلك وحساباتك المصرفية، وشركاتك
    Aksini gösteren bir şey olmadıkça Ana'nın hayatta olduğunu düşünmeliyiz. Open Subtitles ،حتى يكون لدينا سبب للاعتقاد خلاف ذلك .علينا أن نفترض انها على قيد الحياة
    Bir karar vermiş, bu yüzden her şeyi anlattığını varsaymamız gerek. Open Subtitles . لقد اتخذت قرار، لذا علينا أن نفترض أنها تُبلغ عن كل شيء
    Şimdiye kadar İspanyolların adanın dört bir yanına erkekler olduğunu varsaymak zorundayız. Open Subtitles علينا أن نفترض أن الأسبان لديهم رجال في جميع أنحاء الجزيرة الآن
    Diğerlerinin, babanın tutuklanmasını duyduğunu farz etmek zorundayız. Open Subtitles علينا أن نفترض بأن الآخرين سيسمعون خبر القبض على والدك في الميناء،
    - Sanırım Alice ve T.J.' in orada Bill' le birlikte olduklarını var saymalıyız. Open Subtitles أعتقد أنه علينا أن نفترض ان أليس و تي جيه هنالك في الداخل مع بيل
    Karl'ı öldürenin gizli koleksiyonundan haberi olduğunu farz etmeliyiz. Open Subtitles حسنا، علينا أن نفترض أن من قتل كارل عرف حول مجموعته السرية
    Büyük bir ayaklanma olacağını farz etmeliyiz. Open Subtitles علينا أن نفترض سوف يكون هناك تمرد واسعة النطاق.
    Operasyonun açığa çıktığını farz etmeliyiz. Open Subtitles ينبغي علينا أن نفترض بأن العملية في خطر
    Bu yüzden bence, yapmaya çalışacağı ilk şeyin, gizli örgütlerden bazılarını harekete geçirmek olacağını varsaymalıyız. Open Subtitles لذا أعتقد أنه علينا أن نفترض أن أول ما سيفعله أنه سيحاول تنشيط بعض خلاياه النائمة
    Hızlı ilerleyişine bakarsak, botulizm olduğunu varsaymalıyız. Open Subtitles نظراً لتطوره السريع علينا أن نفترض أنه التسمم السجقي
    Ama aksi kanıtlanmadıkça kaçırıldığını düşünmeliyiz. Open Subtitles لكن علينا أن نفترض بأنها عملية إختطاف. ما لم يثبت خلاف ذلك.
    Aksi sebep olmadıkça Lance Coleman'ın hayatta olduğunu düşünmeliyiz ve onu bulmalıyız. Open Subtitles ما لم نحصل على سبب لنظن غير هذا علينا أن نفترض أن لانس كولمان على قيد الحياة وعلينا العثور عليه
    Pavlovich kardeşlerin güzergahtan haberleri olduğunu varsaymamız gerek. Open Subtitles لإستخلاص المعلموات - علينا أن نفترض - أن الإخوة "بافلوفيتش" يعرفون الطريق سلفا
    Billy'yi konuşturduğunu varsaymak zorundayız. Open Subtitles علينا أن نفترض أنه سيحصل على المعلومات من بيلي
    Doğruyu söylediğini varsaymak zorundayız. Open Subtitles علينا أن نفترض أنه يقول الحقيقة
    Ajan Benford'ın bir sonraki hamlesinin bunu çözüp engelleyebileceğini farz etmek zorundayız. Open Subtitles علينا أن نفترض أن هذه هي خطوة العميل (بينفورد) التالية، أن يكتشفها و يمنعها
    İki türlü de, Divan silahı çoktan aldı saymalıyız. Open Subtitles في كلتا الحالتين، علينا أن نفترض أن المحكمة تملك السلاح بالفعل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus