| Kefalet Projesi eşi benzeri görülmemiş bir şekilde kefalet sistemini hedef alacak. | TED | سيهاجم مشروع الكفالة نظام الكفالة المالي على نطاق غير مسبوق. |
| Bu yüzden de kendi çocuklarını eğitmek için eşi benzeri görülmemiş bir şekilde zaman ve kaynak harcamaktadırlar. | TED | لهذا السبب ينفقون الوقت والموارد بشكل غير مسبوق لتعليم أطفالهم. |
| Eşi benzeri görülmemiş bütçe açıkları ekonomiyi felce uğratıyor. | Open Subtitles | إنعكاس غير مسبوق متوقع فى أثره على الإقتصاد |
| Sayı ve kalite olarak, emsalsiz bir ölçekti bu. | TED | حسب كل من الكمية والنوعية لقد كان هذا مستوًى غير مسبوق |
| fırsat eşitliği olarak adlandırılan bir ulusta... emsalsiz bir ırkçılık ile yıkılabilir. | Open Subtitles | عندما تتمزق الأمة المعروفة منذ قَرن بالمساواة في الفرص بعنف عرقي غير مسبوق |
| Tüm bu yaşlılar daha önce eşi görülmemiş ve el değmemiş bir pazarı temsil etmekte. | TED | كل هؤلاء كبار السن يمثلون سوقًا واسعًا غير مسبوق وغير مستغل. |
| Buhar makinelerinin zaman içerisinde getirdiği benzeri görülmemiş değişim farklı güçlerin kombinasyonundan doğmuştu. | Open Subtitles | جاءت محركات البخار بتغير غير مسبوق نتجت من اتحاد قوي مختلفة |
| Fenerler sizleri buraya uygunsuz bir şekilde çağırdım çünkü benzeri görülmemiş bir tehlikeyle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | أيّها الفوانيس، طلبتكم لهذا الاجتماع الغير مسبوق، لأننا نواجه خطراً غير مسبوق. |
| Fenerler sizleri buraya uygunsuz bir şekilde çağırdım çünkü benzeri görülmemiş bir tehlikeyle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | أيّها الفوانيس، طلبتكم لهذا الاجتماع الغير مسبوق، لأننا نواجه خطراً غير مسبوق. |
| En sonunda Dinozor Gezegeni'nin sonunu getiren benzeri görülmemiş dünya dışı bir darbeydi. | Open Subtitles | و كان مجرد إرتطام غير مسبوق من الفضاء الخارجي السبب وراء نهاية ديناصور الكوكب |
| Kaliforniya Delano'daki tarım işçileri vadide benzeri görülmemiş bir greve başladılar. | Open Subtitles | عمال المزارع في ديلانو, كاليفورنيا بدأو إضراباً غير مسبوق في مركز المدينة |
| ABD'nin cevabı, Manhattan Projesi adında benzeri görülmemiş bir projeyle oldu. | Open Subtitles | رد الولايات المتحدة كان تجنيد للموارد غير مسبوق لبرنامج يدعى مشروع منهاتن |
| Patterson Dünya'nın yaşını bulmaya çalışırken şans eseri, eşi benzeri görülmemiş bir kitlesel zehirlenme olayının kanıtlarına denk gelmişti. | Open Subtitles | في بحثه عن عمر الأرض تعثر باترسون على دليل يفيد بتسمم جماعي على نطاق غير مسبوق |
| Bu emsalsiz bir şey, ama parti başkan yardımcısını ararsan.. | Open Subtitles | هذا غير مسبوق لاكن إذا وضعت نداء لرئاسة ألحزب |
| Müthiş, emsalsiz mutlak bağlılık sahnelerine seyirci oluyoruz. | Open Subtitles | نحن نعاين مشهدا رائعا و غير مسبوق من الإخلاص الرقيق |
| Arada ben varken idareye emsalsiz bir erişimimiz olacak. | Open Subtitles | معي أنا كحبل نجاتكم سنتمكن من الوصول بشكل غير مسبوق إلى الإدارة. |
| İnsanların hakim olduğu bir gezegende Dünya'daki sistemlere eşi görülmemiş bir baskı koyarak yaşıyoruz. | TED | نحن نعيش في كوكب يسوده البشر، الذين يمثلون ضغطاً غير مسبوق على أنظمة كوكب الأرض. |
| Az önce iki tane sinyal aldım. eşi görülmemiş bir genişleme var. - 40 metre kadar. | Open Subtitles | لقد تلقّيت إشارتين للتو والتوسّع غير مسبوق بقطر 40 متر |