"فتاة" - Traduction Arabe en Turc

• kız
• kızım
• kızla
• kızsın
• kadın
• kızdı
• bir kızı
• biri
• kızdan
• kızlar
• çocuk
• kızıma
• birini
• bir kızın
• kıza

Birkaç ay içerisinde, iki buçuk milyon daha fazla kız okula gidiyordu.
فبعدة أشهر .. كان هناك نصف مليون فتاة في المدارس في أفغانستان

İyice açtığımızda, ortaya bedeni ağır şekilde yanmış küçük bir kız çıktı.
عندما ألزلنا الخرق وجدنا فتاة صغيرة .. كانت محروقة الجسد بصورة بالغة

Eğer ben şiddet görülen bölgelerden birinde yaşayan örneğin 14 yaşında genç bir kız olsaydım beni koruyacak güçlü,sert bir erkek bulmak isterdim.
واذا كنت فتاة صغيرة، في مكان ما في منطقة عنف، تعرفون، عمر 14 سنة، وأريد العثور على صديق، سأجد شخص عنيف، صحيح، لحمايتي.

Radyo sunucusu bir kızım Sevdiği ülkeyi savunmaya çalışan biriyim
فتاة وحيدة فقط علي الهواء الدفاع عن البلد التي تحبها

El Sombrero Club'da çalışan Sonia adında bir Meksikalı kızla yaşardı.
يعيش مع فتاة مكسيكية تدعى سونيا يستخدمها للعمل في نادي سومبريرو

Odasına girdim, orada utangaç bir kız yatıyordu, saçları dökülmüştü, kelliğini saklamaya çalışıyordu.
دخلت لغرفتها، وكان هناك فتاة خجولة، كانت صلعاء، وكانت تحاول إخفاء هذا الصلع.

- Claire sana kız bulur. - Gabe'e kız bulur musun?
كلير أريد منك موعداً ماذا عن فتاة من أجل جيب ؟

Seninle çıkan bir genç kız artık sıradan bir kız olmaz.
أن الفتاة الصغيرة التي تخرج معك لا تبقى فتاة صغيرة عادية

Dur, dur, dur. Bir kız vardı. Bir kız vardı.
كان هناك فتاة , كان هناك فتاة أستقالت قبل شهر

Altın Bilet'i bulan ilk kız, maaşına ek olarak fazladan ikramiye alacak!
: وإستمعن إلي أول فتاة ستجد تلك التذكرة سأزيد أجرها جنيها كاملا

İşte nazikçe hallettik! O nereye gittiğini bilen bir kız.
عالجت الأمر بشكل رائع، فيروكا إنها فتاة تعرف طريقها جيدا

Bir milyon tezgahtar kız... ..ve makinist karıları keyiflensin diye.
لكي تقوم مليون فتاة تسوق ونساء يقدن سياراتهن بالإستمتاع بوقتهن

Kasabaya biraz vakit geçirmeye geldim ve saralı bir kız buldum.
جئت للمدينة لأحظى ببعض المرح و وقعت فى فتاة مصابة بالصرع

Neden gidip kendine, evcil hayvanın olacak bir başka küçük kız bulmuyorsun?
لم لا تذهب للبحث عن فتاة أخرى لتكون حيوانك الأليف بدلا عني؟

Sizin gibi güzel bir kız Prag'ın en berbat semtinde ne arıyor?
ما الذي تفعله فتاة جميلة مثلك في هذا الجزء الفظيع من براغ؟

Hiç umurumda değil. Başının çaresine bakabilen bir kızım var.
أنا لا أهتم البته أنا عندي فتاة يمكنها الإعتناء بنفسها

Lise çağında bir kızım ve 8 yaşında bir oğlum var.
فتاة في المدرسة الثانوية الآن و طفل في الثامنة من عمره

- Ve kimse fotokopici kızla yatmadı. - Oh, ben tam tersini gördüm.
و لا أحد ينام مع فتاة النسخ أه , أنا عندى حلم معاكس

Sen büyük bir kızsın, böyle şeylere inanmayı bırakmanın zamanı geldi.
إنكِ فتاة كبيرة، وقد حان الوقت لتتوقفي عن الإيمان بهم هكذا

Peki Jane idealindeki kadın ise hiç tanımadan nasıl bileceksin?
ماذا لو كانت جان فتاة أحلامك لكنك لن تعرف ابداً

Hayır, hayır. Hiçbir şey söyleme. O harika bir kızdı.
لا تفعلي، لقد كانت فتاة عجيبة، إنها رائعة، لقد أحبتك.

bir kızı seviyorsun ve ondan hoşlanıp hoşlanmadığını bilmiyor musun?
أنت تحب فتاة ولا تعرف إن كنت معجباً بها ؟

Bunun usûle uygun olmadığını biliyorum ama tanıdığım biri Fabry hastalığından muzdarip.
أعرف أنّه ليس وضعا طبيعيا لكن فتاة أعرفها تعاني من داء فابري

Senin gibi tatlı bir kızdan böyle kederli bir inleme nasıl gelir?
كيف يمكن لصرخة ألم مثل هذة أن تصدر من فتاة عذبة مثلك؟

Çünkü eğer yapmazsan... mutlaka arkanda bekleyen başka kızlar olacaktır...
لأنك إذا لم تكونى كذلك فهناك دائما فتاة تنتظر خلفك

Onunla Doğu Cape'de bir hastanede tanıştık ve koca bir öğleden sonrayı beraber geçirdik - etkileyici bir çocuk.
وكنت قد قابلتها في مستشفى في مدينة كيب الغربية وقضيت كل فترة بعد الظهيرة معها .. انها فتاة رائعة

Şimdi bana kırk dokuz tane kızın, benim kızıma kaybettiğini mi söylüyorsun?
انت تقول لي ان 49 فتاة اخرى خسروا امام ابنتي

Saat neredeyse 8.00. Bu saatte musait birini bulabilecek misin?
الساعة الان الثامنة هل سوف تجد فتاة تخرج معك الان؟

Senin gibi bir kızın böyle bir yerde işi ne?
ماذا تفعل فتاة جميلة مثلك فى مكان مثل هذا ؟

Küçük bir kıza yetişkin bir bireyin prostetik bacağını yerleştirmeyi düşünmeyiz.
لن نحلم أبدًا بملائمة فتاة صغيرة مع طرف اصطناعي لرجل بالغ.