| Onların ayrılması, Domuz ve Köstebek Takımları için bir şans olabilir. | Open Subtitles | مع إنقسامهم قد تكون فرصه لفريق الخنازير و الخلد للحاق بهم |
| Sakinleşmesi için bir şans verin. Sakinleşmesi için bir şans verir misiniz? | Open Subtitles | فقط أعطه فرصه ليهدئ نفسه هلا أعطيته فرصه ليهدئ من تلقاء نفسه |
| Ama herkesin bu şarkıyı duyma şansı olması gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | لكني اعتقد انه يجب ان يحصل الجميع على فرصه لسماعها |
| Bu onun için iyi bir fırsat, onun razı etmeye çalışmalısın. | Open Subtitles | وهذه ايضا فرصه جيده له لذا يجب عليك مساعدتي في اقناعه |
| Sanırım sonra bir şeyleri düzeltmek için bir şansın daha olabilir. | Open Subtitles | فى هذه الحالة أعتقد إنك لديك فرصه واحده للقيام بالأشياء الصحيحه |
| Ortalık yeterince karışırsa, Miller'la benim içeri girme şansımız olur. | Open Subtitles | واذا حدثت فوضى كافيه ستكون لدى انا وميلر فرصه للاقتحام |
| Los Angeles belediye başkanı olarak, zaman zaman mühim insanlarla tanışma şansım olur. | Open Subtitles | كرئيس لمدينه لوس انجيلوس احصل على فرصه فى اغلب الاحيان للألتقاء بأشخاص رائعين |
| Hiç kimseyi incitmek istememiş o çocuğu, sadece şans istemiş o çocuğu. | Open Subtitles | الذي لم يتعمد إيذاء أي شخص هذا الطفل الذي أراد مجرد فرصه |
| Tek istediğim, onları uazaklaştırmam için bana bir şans vermeniz. | Open Subtitles | كلّ ما أسئله هو أن تعطوني فرصه لأتعافا منهم بنفسي |
| ınançsız biri olduğunu biliyorum Henry ama bu şans meselesi değil. | Open Subtitles | لا , اعلم انك لست مؤمن ,هنرى ولكن هذه ليست فرصه |
| CA: Rick, Snowden konuşmasını bitirtiğinde Ona değerli bir şeyler, bilinmeye değer şeyler söylemesi için bir şans verdim. | TED | كريس: عندما انهى ادوارد سنودين محادثته, منحته فرصه مشاركه فكره تستحق الانتشار. |
| Sadece gerçekten pişmanlık duyup ikinci bir şansı hak edenlerinki... | Open Subtitles | التائب الصادق فقط .. له الحق في تَوَقع فرصه أخرى |
| Ama herkesin bu şarkıyı duyma şansı olması gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | لكني اعتقد انه يجب ان يحصل الجميع على فرصه لسماعها |
| Cehennem Kedileri'nin jürinin önüne çıkmak için bir şansı daha olacak demişti. | Open Subtitles | لقد قالت ان الهيل كاتس سوف يحصلون على فرصه اخرى امام الحكام |
| Bilirsiniz, çocukları ve yaptıkları işleri görmek için güzel bir fırsat. | Open Subtitles | كما تعرفين، إنها فرصه جيده أن تري الأطفال و كل شيء |
| Uzun süredir beklediğim bir fırsat olsa da bu şekilde yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | حتى إن كانت فرصه اسعى اليها بشدة لكني لا اريدها بهذه الطريقة |
| Sanırım sonra bir şeyleri düzeltmek için bir şansın daha olabilir. | Open Subtitles | فى هذه الحالة أعتقد إنك لديك فرصه واحده للقيام بالأشياء الصحيحه |
| Bu gece, bir ölümün daha gerçekleşirse yaşamak için son şansın kalacak. | Open Subtitles | الليله لو ان الموت عاد مجددا سوف تبقى لك فرصه اخيره للبقاء |
| İkinci sefer olduğunu biliyorum, ama şeyi hissetmek için son şansımız. | Open Subtitles | انا اعلم انها المره الثانيه . ولكنها أخر فرصه لنشعر بـــ |
| Eğer bir şansım varsa o da hemen ameliyat olmaktan geçiyor. | Open Subtitles | عملية الجراحة الأسبوع المقبل وسيحتاجوا ان يعملو بقوة إذا امتلك فرصه |
| Artık Tesla'nın eline, Şikago'da bir tarih yazma fırsatı geçmişti. | Open Subtitles | والان , تيسلا لديه فرصه ليغير التاريخ هناك في شيكاغو |
| Seni temin ederim. Böyle bir ihtimal yok. Herif elimde. | Open Subtitles | ولا حتى فرصه ولم يكن هناك شخص آخر للأعتناء به |
| Ses tellerini parçalayıp çığlık bile atamama ihtimali de var. | Open Subtitles | هناك فرصه لثقب الحبل صوتي وأنت لَنْ تستطيع الصْراخَ |
| Bütün geceyi bir katille geçirerek, şansını fazla zorlamıyor musun? | Open Subtitles | أخذت فرصه فى الجحيم بقضائك الليل مع قاتل |
| Sana söyleme fırsatını bulamadığım bir şey var... seni affettim. | Open Subtitles | هناك شيء لم اجد ابدا فرصه لأقوله لك انا سامحتك |
| Gerçi daha hiç gidemedim, ama elime geçen ilk fırsatta, sörf yapmaya gideceğim. | Open Subtitles | لم أذهب إلى هناك شخصيا لكن أول فرصه تتاح لي سوف أذهب للركمجه |
| Size kalsa, yüzde elli şansınız olsaydı bizi onlara yem ederdiniz! | Open Subtitles | اذا كانت أتيحت لك نصف فرصه لكنت سوف تطعمينا لهؤلاء الملاعين |
| Aslında saçıma doladığım gerdanlığı gösterme fırsatım bile olmadı. | Open Subtitles | حرفيا لم احصل حتى على فرصه لأريه عِـقدي تشابك في شعري |
| Çünkü başka bir fırsatın olmayabilir. | Open Subtitles | لأن كما تعرف لربما لن تتمكن من حصولك على فرصه أخرى |