| Buna göre tam bir skandal. Tüm yarımada silah başında. | Open Subtitles | .فضيحة بكل إطلاق, تبعاً لهذا شبه الجزيرة كلها مليئة بالأسلحة |
| Öyle büyük bir skandal yaratır ki kimse onları görmezden gelemez. | Open Subtitles | هم يسببون فضيحة كبيرة لا يريدون أن يتجاهلهم أحد بعد الآن |
| Eğer ortada bir skandal varsa... herhangi bir rezalet söylentisi çıkarsa Papa reddedebilir. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي فضيحة, أي شائعة, من خزي العامه, البابا قد يرفض. |
| Ve bu, tabii ki, 1980'lerdeki Iran-Kontra skandalı ile zirveye erişti. | TED | و هذا بالطبع بلغ ذروته في فضيحة إيران كونترا في الثمانينات. |
| Janoth savaş kontratı skandalı diyor ya, bu işin kamuflajı. | Open Subtitles | حسنا جانوث يقول انها فضيحة حرب عقود, ولكن هذا ستارا, |
| Karının isminin böyle bir skandala karışmasını isteyeceğini düşünmemiştim. | Open Subtitles | لا أعتقد أنك ستريد لإسمها أن يتورط في فضيحة كهذه |
| Olanları duydun mu bilmiyorum ama büyük bir skandal oldu. | Open Subtitles | لا أعرف إن كنتَ رأيت التداولات لكن كان هناك فضيحة. |
| Taç giyme törenine doğru böyle bir skandal çıkarmak hoş olmaz. | Open Subtitles | سيكون سوء حظ لو حصلت فضيحة على مقربة من مراسم التتويج |
| kirletici maddelerden dolayı, dünya çapında 80 kişiyi öldürdüğümüze... ...dair bir skandal yaşadık. Daha da kötüsü tedarikçilerin bazıları, | TED | و لهذا قبل عدة سنوات عانينا من فضيحة حيث قتل ثمانون شخصا حول العالم بسبب التلوث الذي تغلغل في سلسلة تزويد الهيبارين |
| Ve onların karmaşıklığı, gelişmişliği gerçekten mucize gibi görülebilecek şeylerdir. Ve bence bu İnsan Genom Projesi'nde gerçekten bir skandal. | TED | وتراكبها وتطورها، هو أمر معجز حقيقة وأعتقد أنها حقيقة فضيحة مشروع الجينيوم البشري |
| Herhangi bir skandal iSime büyük ölçüde zarar verir. | Open Subtitles | أيّ فضيحة تُنتسب لهذا المكان سيؤثر على عملي بالسلب |
| Bu saatte burada görülmesi skandal olur! | Open Subtitles | لا يجب أن تكون هنا فى هذه الساعة أنها ستحدث فضيحة |
| Hayır, hayır. Endişelenmesi gereken kendi tenis skandalı var. unutma. | Open Subtitles | لا لا لديه فضيحة التنس الخاصه به ليقلق بشأنها ,أتذكر؟ |
| Fakat kız gruplarından birinin skandalı patlak verince kısa sürede unutuldu. | Open Subtitles | ولكنْ سُرعان ما نُسيتْ بعد اندلاع .فضيحة فتاةٍ من فرقة غنائية |
| Bizler haberi araştırırken Brezilya'da bizden bağımsız olarak büyük bir siyasi rüşvet skandalı ortaya çıktı. | TED | بينما كنا نعيد البحث في القصة، التي لا تتصل بنا، حدثت فضيحة الرشوة السياسية الكبرى في البرازيل. |
| Böyle bir skandala karışamam. Bu çok hassas bir konu... | Open Subtitles | أنا لا يمكن أن يحدث لي فضيحة عامة أنه حساس جداً .. |
| Nakit para çekme bedeli 1.50 Paund. Bu tamamiyle rezalet. | Open Subtitles | يضيفون جنيهاً ونصف لاستخدام آلة الصرافة ، إنها فضيحة لعينة |
| Küresel gıda israfı skandalını keşfetme işi benim için 15 yaşımdayken başladı. | TED | بدأت في العمل على كشف فضيحة مخلفات الطعام العالمية عندما كنت في سن الخامسة عشرة. |
| Ve yarışmadan birkaç gün önce başka bir steroid skandalına bulaşmıştı. | Open Subtitles | ..وقبل أيام قليلة من المنافسة كان متورطاً في فضيحة سترويد أخرى |
| - Olay çıkartman gerekmez. Alt kata gel de biraz konuşalım. | Open Subtitles | لا يجب أن تسببي فضيحة فقط تعالي إلى الأسفل و لنتحدث |
| Milattan önce 4. yüzyılda, bir bankerin oğlu olan Diyojen sahte madeni para yaparak Sinop şehrini skandalın içine attı. | TED | في القرن الرابع قبل الميلاد، ابن مصرفي أثار فضيحة في مدينة سينوب بتزويره العملة. |
| Eğer Internet seks skandalından söz etmezse sen de gündeme getirme. | Open Subtitles | و إن لم يتحدث عن فضيحة الجنس على الأنترنت فلا تذكرها |
| -Trevelyan'ın, TX-75 skandalıyla hiçbir ilgim olmadığına ilişkin, beni aklayan ifadesi. | Open Subtitles | أقرار من ترافيليان يبرئنى فيه من اية اخطاء حدثت فى فضيحة تى اكس 75 تماما |
| Gene de böyle bir kaybın skandalla daha kötüleştiğini düşün. | Open Subtitles | ومع ذلك تخيلّي الضرر الذي تحدثه خسارة مماثلة تصاحبها فضيحة |
| O da böyle bir skandaldan sonra kariyerini kurtardı. | Open Subtitles | انسحبت من العمل بعد فضيحة كونها قاصراً. حسناً؟ |
| Beni gizli bir göreve atadılar ve bir birikim hesabı skandalında görev verdiler. | Open Subtitles | لقد صرفوني من العمل المُتخفي وحشروني في قضية فضيحة بعض القروض المتأخرة. مفهوم |
| Korkunç bir skandaldı ve korkunç bir şekilde sona erdi. | Open Subtitles | لقد كانت فضيحة فظيعة و أدّت إلى نهاية سيّئة. |
| İyi bir seks skandalının kimseye bir zararı olmaz. | Open Subtitles | هيا , لا تخجلي فضيحة جنسية لا تؤذي أحداً |