Elim kolum bağlı, kalemim kırılmış ve ben beş yıl hiçbir şey yapmadan Evde oturmayacağım! | Open Subtitles | لن ألبث في الوطن مقيد و مكمما لخمسة أعوام لا أستطيع فعل شيء والجحيم لنا ماذا نفعل؟ |
Evde bir kızım var, hiç kimseye benzemez | Open Subtitles | عندي فتاة في الوطن ليست مثل أي فتاة أخرى |
İttifak Devletleri savaş alanındaki zaferle Evde ki yıkım arasında umutsuz bir yarışı yürütüyorlardı. | Open Subtitles | السلطات المركزية كانت تركض فى سباق مستميت بين النصر فى ساحة المعركة والإنهيار في الوطن |
Dışaırda geç saatlere kadar oturup evdeki gibi muhabbet eidyorduk | Open Subtitles | و قضاء بعض الوقت خارجاً في الليل و التجمع حول النار للتدفئة يشعرني بأنني في الوطن |
Frank, ülkede de böyle miydin yoksa kafayı dinle burada mı bozdun? | Open Subtitles | فرانك هل كنت على هذا التديّن في الوطن ام انك تديّنت هنا؟ |
Sadece varlığımız bile, memlekette oldukça zor soruların sorulmasına yol açıyor. | Open Subtitles | وجودنا و بقاؤنا يجبر على أن تتُطرح الأسئلة الصعبة في الوطن |
Belki Evde dönünce, ama burada yok. | Open Subtitles | ربّما هناك في الوطن لكن ليس في هذا المكان |
Evde, bu enerjiyi ışık olarak görüyoruz ısı olarak hissediyoruz. | Open Subtitles | هناك في الوطن نرى تلك الطاقة على شكل ضوء ونشعر بها كحرارة |
Evde, rüzgârları Güneş oluşturuyor. | Open Subtitles | عندنا في الوطن ، فإن الشمس هي من يحرك طاقة الرياح |
En azından Evde mi, güvende mi biliyorum artık. | Open Subtitles | على الأقل إذا كان في الوطن سوف يكون آمناً |
ama Evde yaşadıklarınızı düşününce hepiniz kazalarla başa çıkmada oldukça başarılısınız. | Open Subtitles | لكن أعرف كيف أن إخراجكم جميعاً لإبعادكم عن الحوادث التي كانت في الوطن |
Bu arada, eğer bu kasetler Amerika'ya bensiz ulaşırsa evdeki dostlara söylemek isterim büyük bir gazetecilik ödülü hazırlamaya başlasalar iyi olur! | Open Subtitles | بالمناسبة، إذا كانت هذه الأشرطة لن تصل الرياح سوف توصلها عُدْ إلى الولاياتَ المتحدة بدوني أُريدُ إخْبار الناسِ في الوطن. |
Burada da güneş, tıpkı evdeki gibi ışıldıyor. | Open Subtitles | هنا, تشرق الشمس كما في الوطن تمامًا، |
Babam beni daha küçük bir çocukken evdeki her şeyden... kurtarmak için Amerika'ya gönderdi. | Open Subtitles | أبي أرسلني إلى "الولايات المتّحدة" كطفل للإبتعاد من كُلّ شيء في الوطن |
İtirafını geri almak istersen, ülkede seni karşılamak için bekleyeceğiz. | Open Subtitles | لو قررت رفض اعترافك سوف نكون في انتظارك في الوطن |
memlekette kiraz ağaçları ile dolu büyük bir meyve bahçem var. | Open Subtitles | أملك بستـان كبير مليء بأشجـار الكرز في الوطن |
Ama asıl sorun, bu Meclis üyelerinin kendi öğretmenlerini göz ardı ederken yurt dışına para dökülmesini desteklemesi. | Open Subtitles | لكن حقيقة أن هؤلاء الأعضاء يفرغون المال خارج البلاد بينما يتجاهلون المعلمين في الوطن |
Ülkedeki bütün sörf tahtalarının buna ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | كل لوح تزلج في الوطن سيحتاج واحد حسنا أنت ستحتاج واحدة |
Kardeşinin Memleketteki baskıları şiddetlenmiş. Herkes tutuklanıyor. | Open Subtitles | عمليات قمع أخوك في الوطن تشتد تم اعتقال الجميع |
Bu doğru, ve bunların hepsini de evine döndüğünde patronuna açıklayabilirsin. | Open Subtitles | ذلك صحيح، ويمكنك أن توضح كل هذا إلى رئيسك في الوطن |
Bilirsiniz, benim Ülkemde, buna kitabın sırtı deriz, ve bu şekilde yüzüstü bırakırsanız onun sırtını kırabileceğinizi bilirsiniz. | Open Subtitles | هناك في الوطن نسمي هذا العمود الفقري للكتاب ويمكن أن تكسره بوضعه رأساَ على عقب هكذا |
Babanız hepimiz evimizde bekleyen ailelerimiz olduğunu biliyor. | Open Subtitles | والدكم يعرف بأنّنا جميعن لدينا عوائل في الوطن. |
Biz Evimizdeyken, karada , onu her yöne çeken çok şey vardı. | Open Subtitles | حين كنا في الوطن على الأرض هناك أشياء كثيرة تشده في كل اتجاه |
Burada yaşamaktansa memleketimde ölmeyi yeğlerim. | Open Subtitles | سأفضل ان اموت هناك في الوطن على ان اعيش هنا |
Geldiğim yerde, kadınlar yerini bilir. | Open Subtitles | في الوطن الأصلي، تعرف النساء مكانهن |