| Her şey Madrid'de karanlık bir barda başladı. | TED | بدأ الأمر برمّته في حانةٍ مُظلمة في مدريد. |
| Birkaç arkadaşla bir barda oturuyordum, bu arkadaşlarım da evli bir çift. | TED | كُنتُ جالسةً في حانةٍ مع صديقَين، تحديدًا، اثنين مُتزوجين، |
| bir gece buluşurlar salaş bir barda. | Open Subtitles | يتقفان على اللقاء في ليلةٍ ما في حانةٍ صغيرةٍ منعزلة |
| - O kadardı. - Gay barda bir içki içtik sadece. | Open Subtitles | هذا كل شيء- مجرد شراب في حانةٍ للمثليين - |
| 19 yaşındaydım, Vancouver'da bir barda bir kaç içki içtim, arabayı bırakıp eve yürüyerek gitmeyi tercih ettim. | Open Subtitles | كان عمري 19 عاماً، كنت في حانةٍ في (فانكوفر) احتسيت بعض الأقداح، تركت سيارتي وعزمت العودة للمنزل سائراً |
| Buraya uzak olmayan bir barda takıldığını duydum. | Open Subtitles | فهو يقطن في المنطقة المجاورة للمحيط أسمع أنه يقضي الوقت في حانةٍ لا تبعد كثيراً عن هنا |
| bir barda olmam ve kocanla kavga çıkarmam söylendi. | Open Subtitles | تم إخباري بأن أتواجد في حانةٍ ما، وأن أتعارك مع زوجك. |
| Bir gece geçirdik ve tekrar bir barda karşılaştık. | Open Subtitles | قضينا ليلة واحدة معاً وأنا قابلت (واندا) في حانةٍ ما |
| Julia'yla bir barda tanıştım. | Open Subtitles | -قابلتُ (جوليا)، في حانةٍ . -إنّ (جوليا) لا تقصد حاناتًا . |