| Ailelerinizden, ait olduğunuz dünyadan koparıldınız mal gibi satıldınız, şeker kamışı emdiniz kamçının acısını hissettiniz vahşi hayvanlar gibi avlandınız! | Open Subtitles | لقد تم إبعداكما عن عائلتكما عن أسرتكما و تم بيعكم كالماشية و قمت بتقطيع قصب السكر و أحسستم بألم الجلدة |
| İronik olarak bugün yarım milyon hektar sonsuz şeker kamışı tarlalarından da sorumlu. | TED | ويعتبر من المثير للسخرية أنه اليوم مسؤول عن أكثر من نصف مليون فدان من قصب السكر الذي يمتد على مرمى البصر. |
| Görebildiğim bol bol kakao, portakal, ve limon ağaçları, şeker kamışı,tütün,ve muz. | Open Subtitles | وَجدتُ كميات عظيمةً من الكاكاو البرتقال، وأشجار ليمونِ، قصب السكر |
| Bu küçük yaşlı adamın koltuk değneği ya da baston olmadan yürümesini sağlayacak. | Open Subtitles | ..سيرى هذا الرجل العجوز يمشي بدون استعمال قصب أو عكاز.. |
| Zamanla büyüdükçe köyümüzdeki şeker kamışları da büyüyor. - Nasıl? | Open Subtitles | سوف يملأ قصب السكر كافة أنحاء القرية كيف؟ |
| şeker kamışından doğan zararımı telafi etmek için öküz sürümü sattım. | Open Subtitles | أنا بعتُ مجموعة من الجاموس لكي أغطي خسارة مزرعة قصب السكر. |
| Asa'yı bulun. | Open Subtitles | البحث قصب بعيدا. |
| Tyson'lar Porto Riko'nun en büyük şeker kamışı üreticileri! | Open Subtitles | عائلة تايسون لديها أكبر مخزون من قصب السكر في بورتوريكو |
| Bay Tyson'ın şeker kamışı var, plastiğin formülü de sende... ..ve ben sanayinin gelişmesi adına kurban ediliyorum! | Open Subtitles | السيد تايسون يمتلك قصب السكر وأنت لديك المعادلة لصنع البلاستك لذا أنا أُقدم كأضحية لمذبح التقدم الصناعي |
| Brezilya'da biz hep gün batımın şeker kamışı tarlalarında izlerdik. | Open Subtitles | في "البرازيل"، كنا نشاهدها دائماً .تحل في حقول قصب السكر |
| hala sadece bir dene öğleyin burada olman gerekiyordu saat 6 oldu hiç daha önce sazlıktan seker kamışı çaldın mı ? | Open Subtitles | جربي هذه الخطوة وحسب كانمنالمفروضأنتكونيهناعندالظهر، والآن الساعة السادسة هل سرقت قصب سكر من الحقول من قبل ؟ |
| Endüstri bu bölgeye araziler ve şeker kamışı alanlarıyla gelmiştir ancak okyanusta başka tür bir zenginlik vardır. | Open Subtitles | تأتي الصناعة لهذه المنطقة من الأرض وحقول قصب السكر لكن هناك نوع آخر من الثروة في المحيط |
| Gün bitmeden, şeker kamışı tütün ve baharatı limana yetiştirmeliyim. | Open Subtitles | من قصب السكر و التبغ و التوابل إلى الميناء قبل نهاية اليوم |
| Şüphesiz ki şeker kamışı, tütün ve baharatlarımın peşindeler. | Open Subtitles | لاشك أنهم خلف قصب السكر و التبغ والتوابل |
| Bir şeker kamışı küflenirse küflenen kesip atlır. | Open Subtitles | عندما يصاب قصب السكر بالعفن يُقطَع ويُرمى بعيداً |
| baston şekilli kondomlarınız yoldalar. | Open Subtitles | واقيات الذكر على شكل قصب السكر في طريقها اليك |
| Sen bunu baston şekeri biçimindeki vibratörüme anlat. | Open Subtitles | قولي ذلك ل حلوى قصب على شكل هزاز خاصتي |
| Papirüs kamışları var orada. | Open Subtitles | هناك قصب البردي. |
| Neyi şeker kamışından bile çok severler biliyor musun? | Open Subtitles | وتعلم ما هو أكثر شيئٍ يفصلونه من قصب السكر؟ |
| Asa dünya dışı bir varlık. | Open Subtitles | قصب خاص جدا، |
| İlk insanlardan kamış çubuğuna üfleyerek mağaralarda çocukları eğlendirmek gibi sihirli bir fikir ortaya çıkmıştı. | Open Subtitles | بعض البدائيين قد لمع فكره بفكرة النفخ في قصب حتى يقوم بتسلية الأطفال في احد الليالي في أحد الكهوف في أحد الأماكن |
| -Ben bastonlu bir adamım. | Open Subtitles | - - دعنا نَذْهبُ! - يا، رجل مَع a قصب هنا! |
| Mısır tarlalarımızda şu anda şekerkamışı ekiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يزرعون قصب السكر الآن بحقولنا بدلا من الذرة |
| şeker Kız'ımız Sonoma'ya gitmek istiyor muymuş peki? | Open Subtitles | ... بماذا تشعر حلوى الـ قصب السكر حول أن ننقل إلى ( كاليفورنيا ) ؟ |