| Ama tabancalar yararsızdı ve ellerindeki bıçaklar ağları kağıt gibi kesiyordu. | Open Subtitles | العصي كانت عديمة الفائدة وتلك الأنصال مزقت شباكنا كالورق |
| Kulak misafiri olmak istemedim, ama duvarlar kağıt gibi ince. | Open Subtitles | لا اعني التصنت ، ولكن الجدران هنا رقيقه كالورق |
| Kurşun geçirmez yeleği bir kağıt gibi paramparça edebilir. | Open Subtitles | تستعمل فقط في التسليح العسكري وتخترق السترة المضادة للرصاص كالورق |
| Tadı kağıt gibi. | Open Subtitles | لذا, طعمه يبدو كالورق. |
| - kağıt gibi. | Open Subtitles | كالورق! |