| Bir düşünün, çocuklar. Bu mektubun Çin'e kadar onca yolu gidecek olmasının özel bir nedeni var. | Open Subtitles | تخيلى ان هذا الخطاب سوف يقطع كل الطريق إلى الصين |
| Damian, o yorgun, Nasıra'dan buraya tüm yolu yürüyerek gelmiş. | Open Subtitles | داميان متعب، لقد مشى كل الطريق من نازارين |
| bütün yolu yürümek zorunda kaldık. Ayaklarım beni öldürüyor. | Open Subtitles | ولقد اطررننا إلى المشي كل الطريق إلى هنا يارجل قدماي تكاد تقلتني من الالم |
| bunca yolu sadece bunu bana vermek için mi geldin? | Open Subtitles | هل أتيت كل الطريق إلى هنا فقط لتعيد هذه إلي؟ |
| Bunu paylaşmak için takviyeyle ta buraya kadar mı geldiniz? | Open Subtitles | وقدمتي كل الطريق إلى هنا مع الدعم فقط لتقولي هذا؟ |
| Shaheed Uddham Singh ta Londra'ya kadar gidip Dyer'ı öldürdü. | Open Subtitles | لقد قطع كل الطريق الى لندن و قتل دير هذا |
| Sence bu kadar yolu sadece sana nutuk çekmek için mi geldim? | Open Subtitles | هل تظن ان جئت كل الطريق لهنا حتى اعطيك فقط هذا الخطاب؟ |
| Yâda o lanet uçağı yol boyunca itmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | أو سأجرّ تلك الطائرة اللعينة كل الطريق إلى المنزل |
| Teksas'tan onca yolu atla mı geldiniz? | Open Subtitles | أجئت على ظهر الخيل كل الطريق الى هنا من ولاية تكساس؟ |
| Lütfen bir daha asla onca yolu İtalya'ya aptal bir şişe şarap için gelmeyelim. | Open Subtitles | عدني بأننا لن يصبح علينا أن نأتي كل الطريق إلى إيطاليا لأجل قارورة بليدة من النبيذ مرة أخرى.. |
| L.A.'ye onca yolu bu taksiyle gitmeyeceğim. | Open Subtitles | لن استقل ذلك التاكسي كل الطريق حتى لوس انجليس |
| California'ya kadar tüm yolu onunla mı gideceksin? | Open Subtitles | هل ستقودين معه كل الطريق إلى كاليفورنيا؟ |
| Oraya kadar tüm yolu tepeceğim, o kahrolası yere gideceğim. | Open Subtitles | سوف اسير كل الطريق الى هناك كل الطريق وحدي |
| Tampa'dan almış Georgia'a kadar bütün yolu arabayla gelmişler. | Open Subtitles | اخذها من تامبا وقاد كل الطريق الى جورجيا |
| bütün yolu birlikte aldık değil mi? | Open Subtitles | لقد قطعنا كل الطريق معاً ،أليس كذالك ؟ |
| Peki bunca yolu sadece bunu vermek için mi geldin? | Open Subtitles | إذن؟ هل أتيت كل الطريق إلى هنا فقط لتعيد هذه إلي؟ |
| bunca yolu geldim ve az önce güvenlik tarafından üçlü aramaya girdim. | Open Subtitles | قدت كل الطريق الى هنا و حصلت على الثلاثي اكس في الارض من الامن |
| Los Angeles'tan buraya kadar bunun için geldik. | Open Subtitles | قطعنا كل الطريق من لوس أنجليس لهذا العرض |
| buraya kadar kendini düşünmeden beni kurtarmaya gelmen. | Open Subtitles | تقطعين كل الطريق الى هنا لتنقذيني حتى بدون البخاخ لتدافعي عن نفسك |
| Bu kadar yolu tepip, pazara götürüp satmamızı beklemez. | Open Subtitles | ليس من الأهمية أن علينا أن نقطع كل الطريق الى السوق لكي نبيعه |
| Beş buçuk saatlik yolculuktan sonra tüm bu yol boyunca bu körfeze geldik. | Open Subtitles | بعد5 ساعاتونصفمنالسفر، جئنا كل الطريق عبر الخليج |
| tüm yol hız manyakları ile dolu iken... küçük bir düşüncesizlikten dolayı... sizin gibi güzel kızları cezalandıramam. | Open Subtitles | آه، ما هذا الجحيم؟ لا أستطيع معاقبة فتيات لطيفات مثلكن لبعض طيش كل الطريق ملئ بالسائقين المجانين |
| Silahını ateşlediği yere kadar tüm izlerini takip ettim. | Open Subtitles | لقد رافقته كل الطريق إلى مكان إطلاق النار. |
| Dinleme cihazından kurtuldun diye buraya kadar yol teptim. | Open Subtitles | وبما أنك تخلصت من أجهزة التنصت كان يجب علي أن أقطع كل الطريق إلى هنا |
| Yer çekimsel dalgalarla başından sonuna kadar görebileceğiz. | TED | عن طريق موجات الجاذبية ينبغي أن نكون قادرين على رؤية كل الطريق منذ البداية |
| Şimdi yarın bütün o yolu yine gideceksin. | Open Subtitles | والآن فقط سوف ترجع و تقود كل الطريق الى هناك غداً |