| - DiNozzo! - Düşündüğün gibi değil. Şuna bak patron. | Open Subtitles | لا انه ليس كما تعتقد تحقق من هذا يا رئيس |
| Seni temin ederim, Düşündüğün gibi değil. Ne o zaman? | Open Subtitles | انا أؤكد لك انها ليست كما تعتقد اذاً ما هى ؟ |
| Bu yüzden Düşündüğün kadar iyi değildir – umut edebilirsin. | TED | لذا فالأمر ليس كما تعتقد بالضبط، ولكن يمكنك أن تحلم. |
| Şimdi dinle beni, oğlum. Her zaman Düşündüğün kadar akıllı değilsin. | Open Subtitles | اسمعنى يا ولدى, انت لست ذكيا فى شتى الأمور كما تعتقد |
| sandığın kadar kör değilim. Anlayamayacağın duyularım var. | Open Subtitles | أنا لست أعمى تماماً كما تعتقد لديَّ حواس لا يمكنك أن تتخيلها |
| Amerikan bölgesinde sandığın kadar güvende olamayabilirsin. | Open Subtitles | ربما لا تكون بمأمن فى الجانب الأمريكى كما تعتقد |
| Ama sizin Düşündüğünüz gibi kaçıranlar Garrett'la irtibat kurduysa... | Open Subtitles | ولكن إذا كان المختطفين على اتصال بقاريت مسبقاً كما تعتقد انت |
| Tamam. Yeter iğrenç adam! Sandığın gibi değil. | Open Subtitles | حسناً , يكفي , أيها عقل بغيض إنه ليس كما تعتقد |
| Bak, her şeyi çarpıtıyorlar. Senin Düşündüğün gibi değil. | Open Subtitles | افهم ، إنهم يحرفون كل شيء إنهم ليسوا كما تعتقد |
| Belki de Düşündüğün gibi hain bir ilham perisi hırsızı değildir. Belki de ona bir şans vermelisin. | Open Subtitles | ربّما لا يكون سارق الإلهام كما تعتقد ربّما ينبغي عليكَ أن تمنحه فرصة |
| Hayır baba, anlamıyorsun! Düşündüğün gibi değil. | Open Subtitles | لا أبي، أنت لا تفهم، ليس الأمر كما تعتقد. |
| Düşündüğün gibi değil. O bana taşımayı yaparmısın diye sordu. | Open Subtitles | ليس كما تعتقد ..طلب مني أن أقوم بالتوصيل |
| Polisten geliyorum. Düşündüğün kadar yardımcı olmadılar. | Open Subtitles | انظر الى لقد حضرت الان من هناك ولم يكونوا على هذه الدرجه من المساعد كما تعتقد |
| Yavaş ve yüksek sesli konuşman Düşündüğün kadar işe yaramıyor. | Open Subtitles | ولكن النطق ببطئ لا يساعد على الفهم كما تعتقد |
| Tehditleri kendine sakla baba. Düşündüğün kadar kolay bir hedef değilim. | Open Subtitles | يمكنك توفير التهديدات يا أبي، لست هدف سهل كما تعتقد |
| Düşündüğün kadar çok yangın çıkmıyordu. | Open Subtitles | حسنا، لم يكن هناك العديد من النيران كما تعتقد |
| Takım elbisenin içinde sandığın kadar da iyi görünmüyorsun! | Open Subtitles | لاتبدو في الحله رائعاً كما تعتقد بأنك كذلك |
| Plastik çatal kaşık sandığın kadar güvenli olmayabilir. | Open Subtitles | و الفضيات البلاستيكية ليست آمنة كما تعتقد |
| Tamam, kabul ediyorum, bu çok kötü oldu ama durum sandığın kadar kötü değil. | Open Subtitles | أمراً سيئاً حقاً ولكنه ليس سيئاً كما تعتقد |
| Albay, Düşündüğünüz gibi biri değilim. | Open Subtitles | أيها العقيد , انا لست كما تعتقد |
| Sandığın gibi değil. Ben karımı ve kızımı kaybettim. | Open Subtitles | الامر ليس كما تعتقد لقد فقدت زوجتى و ابنتى |
| Sen ve arkadaşın Larry'nin düşündüğü gibi hanım evladı olacaksam, | Open Subtitles | واذا كان هذا سيجلني فتى الكشافة كما تعتقد انت وصديقك لاري |
| Göründüğü kadar kolay değil. Bayağı zor. | Open Subtitles | إنه ليس سهل كما تعتقد إن هذا صعب |
| Şehitlik ve acı çekmek, düşündüğünüz kadar yararlı bir şey değildir, Peder. | Open Subtitles | الموت فى سبيل الدين ليس مفيدا كما تعتقد أيها, الأب. |
| sandığın kişi değilim. | Open Subtitles | انا لست كما تعتقد |
| - Her şey göründüğü gibi değildir. | Open Subtitles | -ليس الأمر كما تعتقد -هراء، أنا ذاهب من هنا |