| Biliyor musun, eğer gerçekten göbeğini deldirmek istiyorsan bir profesyonele git. | Open Subtitles | تعلمين، إذا كنتِ تودين فعلًا ثقب السرّة اذهبي عند شخص محترف |
| Elbette, sağlığını korumak istiyorsan ne çabuk imzalarsan o kadar iyi. | Open Subtitles | بالطبع، من الأفضل أن تستعجلي في الأمر إن كنتِ تودين الحفاظ على صحتكِ |
| Eğer sınıfın dinlemesini istiyorsan, Emilio'yu kazan. | Open Subtitles | إن كنتِ تودين أن ينصت إليكِ الصف فعليكِ أن تكسبي ود إميليو |
| - 1.8 milyon dolar nakit. Görmek istersen üst katta duruyor. | Open Subtitles | مليون وثمان مئه الف, نقداً انها بالاعلى اذا كنتِ تودين رؤيتها |
| Eğer uğramak istersen, bu harika olacak. | Open Subtitles | إذاً، إن كنتِ تودين الحضور، سيكون شيئاً رائعاً. |
| Umm. eğer değerlendirmemi istersen Başka bir değişle şu yaptığımız olay Yani nazikce sorabilirsin. | Open Subtitles | إن كنتِ تودين مني الإنخراط في حدث آخر معكِ، بوسعكِ أن تسأليني بلطف. |
| Bence eğer kalpten görmek istiyorsan gerçek, dışarıda bir yerde. | Open Subtitles | ...أظنُ ...أن الحقيقه هناك لتراها لو كنتِ تودين رؤيتها حقًا |
| Burada kalmak istiyorsan, bir şey konusunda çok titizim: | Open Subtitles | إذا كنتِ تودين البقاء هنا أنا مدقق بشأن شىء واحد: |
| Seninle oturmamı istiyorsan, Katherine, öyle yapmaya mecburum. | Open Subtitles | إذا كنتِ تودين مني الجلوس معكِ كاثرين سأكون سعيداً بالإلتزام بذلك |
| İyi, yalnızlık istiyorsan burası güzel bir yer, bilirsin işte, kafayı toparlamak için iyidir değil mi? | Open Subtitles | حسناً، ثمة ،مكان لطيف إن كنتِ تودين بعض الإنفراد كما تعلمين، لإستجماع أفكاركِ وما شابة، أليس كذلك؟ |
| Kilo vermek istiyorsan, yolu bu. | Open Subtitles | إنّ كنتِ تودين تقليل وزنكِ، هذا سوف يجدي نفعاً. |
| Daha çekici olmasını istiyorsan Biraz şaşı yap. | Open Subtitles | إن كنتِ تودين أن تكونين مُثيرة، عليكِ أن تحركين أعينكِ قليلاً. |
| Gizli hazineyi bulmak istiyorsan yolu bu. | Open Subtitles | إن كنتِ تودين إيجاد كنزكِ المخفي، فهذا هو الطريق. |
| Eh, eğer gerçekten doğaya geri dönmek istiyorsan... | Open Subtitles | حسناً، إن كنتِ تودين العودة إلى الطبيعة، |
| Biriyle konuşmak istiyorsan benimle konuş. | Open Subtitles | حسناً, إن كنتِ تودين إجراء مقابلةً مع أحدٍ ما, فلتجري مقابلةً معي |
| Annenin dilinin ağzından nasıl sarkacağını görmek istersen bekle. | Open Subtitles | إبقي بالجوار إن كنتِ تودين مشاهدة لسان والدتك يخرج من فمها |
| Eğer uğramak istersen, bu harika olacak. | Open Subtitles | إذاً، إن كنتِ تودين الحضور، سيكون شيئاً رائعاً. |
| İstersen sen de gelebilirsin. Siktir git. | Open Subtitles | وأنتِ مرحبٌ بكِ إذا كنتِ تودين القدوم معي |
| Eğer duş almak istersen hâlâ biraz sıcak su var. | Open Subtitles | لا تزال هناك بعض المياه الساخنة إن كنتِ تودين أن تستحمين. |
| İstersen gidip görebiliriz. | Open Subtitles | بوسعنا تفقده إن كنتِ تودين ذلك. |
| İstersen gidip görebiliriz. | Open Subtitles | بوسعنا تفقده إن كنتِ تودين ذلك. |