| Eğer dondurma almaya gideceksem, sadece bir dondurma için 8 dolar vermeyi ister miyim? | TED | في حالة أنني سأذهب لأشتري بعض آيسكريم، هل حقا أنا أرغب في إنفاق 8 دولارات لأشتري الآيسكريم؟ أو ربما سأفعله دون ذلك؟ |
| Çok iyiyim. Sigara almaya gelmiştim. | Open Subtitles | بخير ، شكراً لكِ ، لقد لأتيتُ لأشتري . علبة سجائر فحسب |
| Tüm romanların birer örneğini almak için kitapçıya gitmiştim ve bunu gördüm. | Open Subtitles | حسناً, ذهبت الى المكتبة لأشتري نسخة من كل الروايات و رأيت هذا |
| Kardeşime kıyafet almak için düğün bütçemden 30.000 dolar kesmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | توجب عليّ نزع 30 ألف دولار من ميزانية زفافي لأشتري لأختي فستانا |
| Çok basit. Hemen gidip yeni bir gömlek alacağım. | Open Subtitles | إن الأمر بسيط جداً سأذهب لأشتري قميصاً جديداً. |
| Sekiz yaşındayken, ilk istiridye kovamı alacak kadar para dilendim. | Open Subtitles | عندما كنت في الثامنة طلبت ما يكفي من مال لأشتري أول دلو محار .. |
| Üvey annem okul kıyafetleri almam için verdi bu parayı. | Open Subtitles | أعطتني إياها كافلتي لأشتري ملابس المدرسة |
| Bir fotoğraf makinesi alayım diye biraz para kazanmak istiyordum. | Open Subtitles | أردت أن أطرد لأشتري كاميرا بمال تعويض الصرف من الخدمة |
| dedi. Oturdum ve dedim ki: "Dostum ben böyle bir şeyi satın alırdım" | TED | ثم جلست ، فقلت له " كنت لأشتري هذا المنتج لو كان موجودا". |
| Birkaç yüz dolar harcayıp sana televizyon aldım ve sen Çamaşır makinesini seyrediyorsun... | Open Subtitles | أنفقت لتوي 200 دولار لأشتري لك تلفازاً وأنت تشاهد الغسالة |
| Cumartesi sabahı plajdaydık, ben bir mayo almaya gittim. | Open Subtitles | صباح السبت كنا عند الشاطيء وذهبت لأشتري مايوه |
| Ben votka almaya gidiyorum. Eğer yapabilirsen, bize de bir gözleme yaparsın. Peynirli... | Open Subtitles | سأذهب لأشتري فودكا وأنتِ إن إستطعتِ إصنعي لنا فطيرة جبن |
| Kitaptaki Bayan Dalloway gibi çiçek satın almaya gittim. | Open Subtitles | و خرجت .. و خرجت لأشتري الزهور مثل بطلة روايتك، السيدة داولاي |
| Fena değil, dondurulmuş bezelye almaya geldim. | Open Subtitles | ليس الكثير أنا فقط في المتجر لأشتري بعض البازلاء المجمدة أو ربما فول الصويا |
| Bu ay iyi geçti, kendime ait bir kutu S'mores turtası almak için yeterli param var, ...11 yaşından beri tek amacım. | Open Subtitles | حظينا بشهر جيد جداً, كان لدي مال كافي لأشتري علبتي الخاصة من حلوى السمورز. هدف كان لدي منذ ان كنت بالحادية عشر. |
| Ben de her iyi baba gibi, kızıma Gamora ürünleri almak için yola çıktım. Mağazaya girdiğimde ise ilginç bir durumla karşılaştım. | TED | ووقعت ابنتي في حبها. إذن مثل أي أب طيب مهووس، ذهبت لأشتري لابنتي أشياء غامورا، |
| kendime bir kadın almak için de... ..eee, Baptiste? | Open Subtitles | والمال الكافي لأشتري امرأة ايضاً اليس كذلك باتيست ؟ |
| Peki, ben gidip bir mayo satın alacağım. Otelde buluşuruz. | Open Subtitles | حسناً، سأذهب لأشتري مايوه، أراك في الفندق |
| Tatlım, North Avenue'ye geldiğimizde... bir dükkanın önünde dur da bir sigara alacağım. | Open Subtitles | عزيزي، كوننا نسلك الطريق الشمالية هلا تتوقف لأشتري بعض السجائر |
| O kovayı sattım ve iki kova alacak kadar para kazandım. | Open Subtitles | بعت ذلك الدلو وجنيت ما يكفي من مال لأشتري اثنين |
| Yeni bir televizyon almam için 4,000 dolar ver, ben de kitabını vereyim. | Open Subtitles | اعطني الأربعة آلاف لأشتري تلفاز جديد وتستعيدين كتابك |
| Şöyle yürüyelim de sana pizza alayım, ha? | Open Subtitles | ماذا عنك, أنا مررت بالشارع ونزلت لأشتري بيتزا مزدوجة ؟ |
| Söz vermiş olmasaydı, biletleri kendim alırdım. | Open Subtitles | كنت لأشتري التذاكر بنفسي لو لم يتعهّد بذلك |
| Belki alışveriş merkezine gidip kuyumcudan bir yüzük falan alırım. | Open Subtitles | ربما يوجد محل مجوهرات في المول التجاري لأشتري منه زوج من الأقراط أو ماشابه |
| Bak ne diyeceğim, bari çocuğa sakız almama yardımcı ol. | Open Subtitles | سأخبرك ماذا على الأقل ساعدني لأشتري له علكة |