| Tenzin, Bumi ve Kya, Jinora'nın ruhunu kurtarmak için Portal'dan geçmişlerdir. | Open Subtitles | تينزين , بومي , وكايا قد دخلوا البوابة لأنقاذ روح جينورا |
| Senin yüzünden ninenin pastanesini kurtarmak için çok geç kaldık. | Open Subtitles | والأن , الفضل لك, الوقت متأخر جدا لأنقاذ مخبز الجدة. |
| Yakanı kurtarmak için gerekli olan şeyin ne olduğu dışında, bana hiçbir şey söylemeni istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريدك ان تخبرينى بأى شئ, ولكن, ما قد نحتاجه لأنقاذ عنقك |
| - Hayatını kurtarmaya. Yani kimsenin Haven'ı hatırlamadığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | لأنقاذ حياتك اذن انت تقول بانه لا احد يتذكر هايفن |
| - Sizi feda ediyorlar. kurtarma iptal edildi. Göstermelik. | Open Subtitles | لن يساندكم أو يساعدكم أحد الشركة تتخذ القرارات الهامة في محاولة لأنقاذ ماء الوجه |
| Oğlunuzu kurtarmanın tek bir yolu var, Bayan Reynolds. | Open Subtitles | هناك طريقه واحده لأنقاذ أبنك يا مس رينولدز |
| Tabi,beni kurtardığın için sana minnettarım ve Aella kesinlikle seni ödüllendirecek. | Open Subtitles | بالطبع أنا شاكره لك لأنقاذ حياتي وأيللا بالتأكيد سوف يكافئك |
| Bombardıman uçakları zaman zaman kötü durumları kurtarmak için çağırıldı. | Open Subtitles | تم إستدعاء القاذفات مراراً لأنقاذ وضعاً حرج من الأنهيار |
| Sadece buraya kimseyi kurtarmak için gelmediğimi söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أردت أن أقول لك هذا فقط أنا لم آتي هنا لأنقاذ أحد أنا أم عزباء بحاجة لعمل |
| Prensesi kurtarmak için Carson City'e gitmeliyim! | Open Subtitles | يجب أن اذهب الى مدينة كارسون لأنقاذ الأميرة |
| Partnerimi kurtarmak için ne yapmam gerekiyorsa onu yaptım. | Open Subtitles | حسناً , لقد فعلت ما على فعله لأنقاذ شريكتى |
| Kardeşimi, zeplini ve bu balonu kurtarmak için yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ،لا يوجد شيء أستطيع فعله لأنقاذ أختى و المنطاد، أو هذه السفينة الهوائية |
| Orta Batı'da kasırgalar var ve fakirleri, eşyalarını kurtarmak için çığlık atarken izlemeyi seviyorum. | Open Subtitles | , هناك أعصار في الوسط الغربي أحب أن أشاهد الناس الفقراء يكافحون لأنقاذ ما لديهم من القليل |
| Ama Noah'ı kurtarmak için ne gerekirse yaparım. | Open Subtitles | لكنى سوف افعل ما يتطلبة الامر لأنقاذ نواه |
| Bu teknolojinin gelişimlerini gezegeninizi kurtarmak için kullanacağım. | Open Subtitles | مع هذه التكنولوجيا سأستخدم تقدمه لأنقاذ كوكبكم |
| Bir İngiliz kız bedenimizi ve ruhumuzu kurtarmaya yardım ediyor. | Open Subtitles | فتاه انجليزيه تساعدنا لأنقاذ اجسادنا و ارواحنا |
| Yaptığım her şeye rağmen şu an senin hayatını kurtarmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | بغض النظر عما فعلت ما افعلة الان , اقوم بة لأنقاذ حياتك |
| O çocukları kurtarma şansın olmuş olsa bile dünyadaki diğer herkesin virüs kapması riskini alırsın. | Open Subtitles | لو كان لديهم أي فرصة لأنقاذ الأطفال أنت تخاطر بنقل العدوى لكل سكان الآرض |
| Gitmeme izin vermeniz, bana güvenmeniz, Samantha'yı kurtarmanın tek yolu. | Open Subtitles | بتركى أذهب و الثقه في , هى السبيل الوحيد لأنقاذ سمانتا. |
| Kimse seni zorunlu tutmadığı halde hayatını kurtardığın onlarca insanı düşün. | Open Subtitles | تَعْرفُ، عندما تخاطر بحياتك لأنقاذ حياة الاخرين اشياء لم تكن مسؤولا عنها لكن من المفترض ان تحصل |
| Kısacası, Memur bey, ya bu kızın hayatını kurtarmama yardım edersiniz... ya da etmezsiniz. | Open Subtitles | تستطيع مساعدتى لأنقاذ هذه الفتاة أو لا |
| Jo Myung Ho'yu IRIS saldırısından korumak için harekete geçtiler. | Open Subtitles | و أسرع لأنقاذ جو ميونج من هجوم ايريس |
| Evliliği kurtarmak adına elinizden gelen her şeyi yaptınız mı? | Open Subtitles | اوه، هل انتما متأكّدان بأنكم من انكم عَملتَم كُلّ شيءَ تستطيعانه لأنقاذ زواجكَما؟ |