| Evet, ama bunu her gün yapmak zorunda değilsin, Chris. | Open Subtitles | امم، نعم، ولكن لا يجب عليك القيام بذلك كل يوم، كرس |
| Bunu yapmak zorunda değilsin. Başa çıkabilirim. | Open Subtitles | لا يجب عليك القيام بذلك لا أستطيع التعامل معه |
| Eğer bu çok tehlikeli bir işse, bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | إن كان هذا أمرا خطيرا لا يجب عليك القيام به |
| - yapmana gerek yok. - Hayır, var. | Open Subtitles | لا يجب عليك القيام بذلك لا، سافعل |
| Bunu tek başına yapmana gerek yok. | Open Subtitles | لا يجب عليك القيام بهذا وحيدًا. |
| Patron 10 yılını bunu düşünerek geçirdi, ama istemezseniz yapmak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | لقد قضي عشرة اعوام يفكر الأمر ولكن لا يجب عليك القيام بالأمر |
| Bak, tam olarak şu anda ne yaşadığını bilmiyorum ama bunu tek başına yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ... لا أعلم ما الذي تخوضينه بالتحديد , ولكن . بكل تأكيد لا يجب عليك القيام بهذا وحيدة |
| - Bütün bunları bugün yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا يجب عليك القيام بكل هذا العمل اليوم |
| Murphy, bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ميرفي، لا يجب عليك القيام بذلك. |
| - Bunu yapmak zorunda değilsin! | Open Subtitles | لا يجب عليك القيام بهذا! |
| - Hayır, bir şey yapmana gerek yok. | Open Subtitles | -كلا، لا يجب عليك القيام بأي شيء |
| Bir şey yapmana gerek yok. | Open Subtitles | لا يجب عليك القيام بشيء |
| Ama bunu yapmana gerek yok çünkü sen zaten kocaman, harika bir beyin taşıyorsun. | Open Subtitles | لكن لا يجب عليك القيام بهذا |
| Durun, bunu yapmak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | انتظر ... لا يجب عليك القيام بهذا |