"لتعبث" - Traduction Arabe en Turc

    • için
        
    Gecenin 2'sinde, beni 50 mil öteye, seni ve bir hatunu emekliler yurdunda büyük annesiyle mah-jongg oynarken seyretmem için sürüklemiştin. Open Subtitles جررتني في الساعة الثانية صباحاً خمسين ميلاً لتعبث مع فتاة اسمها ـ ماو تشانغ ـ مع جدتها في مأوى للعجزة ؟
    Eğer benimle uğraşmak için bu davayı alıyorsan, işler gerçekten çirkinleşecek. Open Subtitles إذا كنت تفعل ذلك لتعبث معي الأشياء سَتُصبحُ قبيحة جداً.
    O barmaidle olmak için gittin. Gittin ve bu uğursuz pisliği başımıza yıktın. Open Subtitles .واختفيت ، ذهبت لتعبث مع نادلة البار ذهبت واحضرت لنا هذه المشاكل
    Bu fikir gerçek mi yoksa sadece benimle uğraşmak için hastayı öldürmekle mi tehdit ediyorsun? Open Subtitles هل هذه الفكرة حقيقية ام انك تهدد بقتل المريض فقط لتعبث معي؟
    Eski sevgilinle ilgilenmek için harika bir yol. Open Subtitles نحن مارسنا علاقة إلى حدما. يالها من طريقة لتعبث برأس صديقتك السابقة.
    Bana kafa tutmak için yanlış zaman. Bir sürü şey biliyorum. Open Subtitles هذا وقت سىء لتعبث معى انا اعرف الكثير من الحركات
    Kendinden haberi olan klonlarımızdan güvenlik incelemesi almak için ürünlerimizi mahvetmek için değil! Open Subtitles لإجراء مراجعة أمنية للمستنسَخين ذوو الوعي الذاتي لا لتعبث بمنتجاتنا
    Dalaşmak için yanlış kızı seçtiniz. Open Subtitles لقد أخترت الفتاة الخطأ لتعبث معها
    Bana bulaşmak için yanlış günü seçtin, Charlie. Open Subtitles لقد اخترت اليوم الخطأ لتعبث معى ,تشارلى
    Onu benden uzaklaştırmak için ne kadar uğraştıysan da benden nefret etmesi için kafasını ne kadar kurcaladıysan da o hâlâ beni öldürmene izin vermiyor. Open Subtitles مهما حاولت لتحرضّه ضدّي، لتعبث بعقله، حتى يكرهني كرهاً، ولا يزال...
    Soruşturmanı baltalamak için yalan söylemiyor. Open Subtitles انها لا تكذب لتعبث بسير تحقيقاتك
    Oyalanmak için zamanın var çünkü başka biri senin için zaman yaratmış. Open Subtitles لديك وقت لتعبث لان شخصا اخر عمل وقتا لك
    Benimle dalga geçebilmek için müzik kutusu dekoru koymuşsunuz. Open Subtitles تلك مشغلة موسيقى صُممت لتعبث معي و حسب
    O maili sırf benimle uğraşmak için gönderdin. Open Subtitles أرسلت تلك الرّسالة فقط لتعبث معي
    Boktan hayatının benim suçum olduğuna dair beni rahatsız etmek için mi? Open Subtitles لتعبث بعقلي لأنني سبب حياتك الفاشلة
    Bence Foreman'ı sadece sabote etmiş olmak için sabote ettin. Open Subtitles (أظن أنك خربت لقاء (فورمان (فقط لتعبث مع (فورمان
    O kısa etekliyle oynaşmak için Diddle'nin ölümünü kullanıyorsun, değil mi? Open Subtitles كنت أعلم أنك تستغل موت (ديدل) لتعبث مع هذه الفتاة
    Uğraşmak için yanlış adamı seçtin Bard Efendi. Open Subtitles اخترتَ الشخص غير المناسب لتعبث معه يا سيّد (بارد)
    - Bizimle kafa bulmak için mi? Open Subtitles فقط لتعبث معنــا ؟
    Bunu sadece benimle uğraşmak için yapıyorsun. Open Subtitles أنتَ تقوم بذلك لتعبث معي وحسب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus