Hatta hizmetçilerimin bile pazara gidecek hizmetçileri var, yani ta... tanıştığınız kişi ben olamam. | Open Subtitles | لماذا.. لدى خدم يذهبون للسوق من أجل خدمتى لذا لا يمكن أن يكون الذى قابلتيه هو أنا |
yani yemeği ve içkisi yüzünden zehirlenemez. | Open Subtitles | لذا لا يمكن أن يكون هذا من طعامه او شرابه |
- "Sevmek" kelimesini kullanmayı biliyor, yani sorun bu olamaz. - Hayır, olamaz. | Open Subtitles | يعرفُ كيفَ يستخدم كلمة "حبّ" لذا لا يمكن أن تكون تلك هي المشكلة. |
Hiç düğme yok, yani yanlış yerde olamazlar. | Open Subtitles | لا يوجد أزرار , لذا لا يمكن أن يكونوا في المكان الخطأ |
Monitörde tarih ve zaman yazıyordu yani o yapmış olamaz. | Open Subtitles | التاريخ والوقت كانوا على الشاشة لذا لا يمكن أن يكون قد فعل ذلك |
yani yalnızca o olabilir. | Open Subtitles | لذا لا يمكن أن يكون إلا هو وحسب. |
yani ölü olamaz. | Open Subtitles | لذا لا يمكن أن يكون ميت. |
Aslında... Beni tanımadığını biliyorum, yani bunu kesinlikle bilemezsin, ama... | Open Subtitles | أنت لا تعرفني لذا لا يمكن أن تعرف... |
Kendini temsil ediyor yani avukatından olamaz. | Open Subtitles | {\pos(192,210)}إنها تمثل نفسها لذا لا يمكن أن يكون الاتصال بمحامٍ |
yani daha kötüsü olamaz. | Open Subtitles | لذا لا يمكن أن يكون هذا أسوء |
- Bunlar yazılırken Başkan, Alabama'daymış, yani doğru olmalarına imkan yok. - Peki. | Open Subtitles | لذا لا يمكن أن تكون صحيحة |
Claudia'nın hiç çocuğu olmamış. yani Stiles onun çocuğu olamaz. | Open Subtitles | علمتُ أنّ (كلوديا) لم تُرزق بأطفال قط لذا لا يمكن أن يكون (ستايلز) ابنها. |
Emin değilim, ama dün hasta olarak bildirilmiş yani Strauss'un cinayeti sırasında Beacon'da olabilir ama bu sabah 8'de işe gelmiş yani Luis'in arkadaşlarını öldürmüş olamaz. | Open Subtitles | لستُ متأكدة، لكنهُ غاب يوم أمس بحجة المرض لذا كان يمكن أن يكون في (بيكون) في نفس وقت قتل (ستراوس) لكنهُ سجل وقتَ وصولهِ ألى العمل الساعة الـ8 صباح اليوم لذا لا يمكن أن يكون هناك لقتل جماعة (لويس) |