| Bana mesaj gönderdi, o mesajdan sonra ondan haber alamadım. | Open Subtitles | لقد أرسل الى رسالة ولم أتلقى منه كلمة بعد ذلك |
| Bu yarım akıllıyı bize musallat olsun diye o gönderdi. | Open Subtitles | لقد أرسل هذا الأبله كي يضايقنا آملاً أن نعود لك |
| Hasta olduğunu ve birkaç gün dinlenmek istediğini belirten bir not göndermiş. | Open Subtitles | لقد أرسل ملحوظة يقول فيها أنه مريض ويطلب راحة لبضعة أيام |
| Yanlarında bir dolu cam olan on adam yolladı ama onlar değerli camları göle atacak kadar aptaldılar. | Open Subtitles | لقد أرسل عشرة رجال بالزجاج. لكنهم ليسوا أغبياء ليقذفوا شيئاً ثميناً كهذا في البحيرة. |
| 3 hafta önce sana genç bir adam yollamış. | Open Subtitles | لقد أرسل فتى شاباً إليكِ قبل حوالي ثلاثة أسابيع |
| Sonra da bulduklarını bana gönderdi. Çok sıra dışı şeyler. | Open Subtitles | وعلى أية حال، لقد أرسل لي هذا وهو أمر غير طبيعي |
| General Hammond biraz destek gönderdi, ve... ..Loran ve ben şu şeyin üzerindeki yazıları çevirdik, ve... | Open Subtitles | لقد أرسل الجنرال هاموند بعض المؤن و أنا و لوران قمنا بترجمة الكتابة الموجودة على هذا الشئ.. لذا |
| Tayın usulü dağıtacağız. Bu sefer daha az yiyecek gönderdi. | Open Subtitles | سنبدأ فى الإقتصاد فى الطعام لقد أرسل كمية أقل هذه المرة |
| Adalet Bakanı yeni resmini gönderdi. Fakat Başmüfettiş Dreyfus'un resminden büyüktü. | Open Subtitles | لقد أرسل وزير العدل صورته الجديدة و لكنها كانت أكبر من صورة كبير المفتشين |
| Ryan'a demo kasedini ve kendi kanıyla yazdığı notaları gönderdi. | Open Subtitles | لقد أرسل لـ ريان شريطه التجريبي و بعض النوتات الموسيقية التي كتبها بدمائه |
| Ceketin yarısını bize gönderdi, Mickey i öldürdü ve suçluluktan bileklerini kesti. | Open Subtitles | لقد أرسل نصف السترة لنا وقتل "ميكى" ثم قطع رسغيه شعورا بالذنب |
| Munro seni nasıl çağırıyor? Albay size rehberlik etsin diye, müttefiği olan Mohawklardan birini göndermiş. | Open Subtitles | لقد أرسل لك الأسكتلندي واحد من حلفائه من الـ موهوك ليرشدك |
| İskoçyalı sana rehberlik etmesi için Mohawk müttefiklerinden birini göndermiş. | Open Subtitles | لقد أرسل لك الأسكتلندي واحد من حلفائه من الـ موهوك ليرشدك |
| İstediğin renkleri verdiğim için örnek bir tabak göndermiş. | Open Subtitles | لقد أرسل بعض عينات الأطباق لأنني أرسلت له الألوان التي تحبينها |
| O iki şirin küçük oğlanı kuleye yolladı ve onları bir daha gören olmadı. | Open Subtitles | لقد أرسل فتيان صغيران نحو البرج.. ولم يرهم أحد مرة أخرى قط |
| Bay Griggs istediğin malzemeleri yolladı | Open Subtitles | لقد أرسل السيد جريجز التجهيزات التي طلبتها |
| O yolladı. Sana iki dilim ayırdım, dolapta. | Open Subtitles | لقد أرسل من هذا لقد تركت لك قطعتين في الثلاجة |
| Genelkurmay başkanı bana bu küçük filmi yollamış. | Open Subtitles | لقد أرسل لي رئيس المكتب الاستشاري العسكري هذا الفيلم الصغير |
| Herhalde çıkmaz. Nede olsa babanı cehenneme o göndermişti. | Open Subtitles | لماذا, بالتأكيد لقد أرسل والدك إلى النهاية |
| Bu iyi insanlar buraya bizi korumak için gönderilmiş. Umuyorum ki işlerini yapacaklar. | Open Subtitles | لقد أرسل هؤلاء المحترمون لحمايتنا وأتوقع منهم أن يقوموا بعملهم |
| Gizli bir askeri bölgeye gönderilmişti. Belki Porton Down. | Open Subtitles | لقد أرسل لمكان عسكري سري "بورتون داون" ربما |
| İmkansız. Golf kursundan daha yeni mesaj attı. | Open Subtitles | مستحيل، لقد أرسل للتو رسالة من ملعب الغولف |
| Mektup yazdı ve telefon etti. | Open Subtitles | لقد أرسل خطاب، واتصل هاتفيًا بنا |
| Fakat bu, demirci ustası, ikimizle görüşmek için mektup yazmış. | Open Subtitles | ولكن هذا، صانع الحديد، لقد أرسل إلي طالباً لقائنا معاً. |
| Kalanlar yüzeye gönderildi. Fikirlerini değiştirecekler ya da ölecekler. | Open Subtitles | لقد أرسل الباقون إلى السطح سيغيرون رأيهم أو يموتون |