Pek değil ama sanırım bu taşralı bize 674$ borçlu olduğumuzu söylüyor. | Open Subtitles | ليس كثيرًا، لكن أظن هذا القروي يقول لنا أننا مدينون بـ675 دولار |
Bilemiyorum. ama sanırım bu huy biraz bana da geçmiş. | Open Subtitles | أنا لا أعرف، لكن أظن أنها ورثت بعضاً من هذا |
Alınma ama sanırım ben kardeşime senin kardeşine yakın olduğundan biraz daha yakınım. | Open Subtitles | بلا إهانة لكن أظن أنني أقرب قليلاً إلى أختي مما كنتَ إلى أخيكَ |
Benden duymuş olma Ama bence ölümü bu yüzden olmuş. | Open Subtitles | لا تقتبسي كلامي الآن، لكن أظن أن هذا ما قتله |
stadyumda futbol maçı izlemek. Ama bence bir öğleden sonrasını | TED | أن تشاهد لعبة كرة قدم في الملعب. لكن أظن أنها طريقة صحيحة تماما |
Çılgınca gelebilir ama galiba takip ediliyoruz. | Open Subtitles | إنها تبدو جنونية لكن .أظن نحن مراقبون أجل، ليس هنالك مشكلة |
Biraz önce bir Fransız tarafından bombalandım ve ne dediği hakkında hiçbir fikrim yok ama sanırım bahşiş vermeliyiz. | Open Subtitles | لقد تعرضت للتو بإنفجار فرنسي، لا أملك أي فكرة عن ما الذي قالته، لكن أظن أنه علينا إعطائها البقشيش. |
Uyuşturucu tasarımcısı olduğunu sandığım bir müvekkilim var ama sanırım FBI muhbiri. | Open Subtitles | لدي عميل ظننت بأنه مصمم مخدرات لكن أظن بأنه عميل للمباحث الفيدرالية |
Şu anda çok meşgulüm ama sanırım bir şeyler imzalayabilirim. | Open Subtitles | أنا مشغول جداً الآن، لكن أظن أنني أستطيع توقيع شيء. |
Tahliye memuruna söylersem adam tekrar hapsi boylayacak. ama sanırım onlara söylemek zorunda kalmadan bunu halletmenin bir yolunu bulabilirim. | Open Subtitles | لكن أظن بإمكاني فعل شيء ما حيال ذلك بأن لا أخبر الضابط مقابل إعطائي 5000 دولار |
İçkinin etkisiyle ettiğin sözlerden kafam karıştı... ama sanırım öyle bir sevgi. | Open Subtitles | لم أستمع إليك في آخر ما قلته بتأثير الشراب يا فتى لكن أظن أنه هذا الحب |
İçkinin etkisiyle ettiğin sözlerden kafam karıştı... ama sanırım öyle bir sevgi. | Open Subtitles | لم أستمع إليك في آخر ما قلته بتأثير الشراب يا فتى لكن أظن أنه هذا الحب |
Seni içeriye davet etmek isterdim ama sanırım yukarısı epey serin olacak. | Open Subtitles | أريد دعوتك للدخول، لكن أظن أن الطابق العلوي سيكون بارداً |
Kemik içeride kırılmış, ama sanırım yerine oturtabilirim. | Open Subtitles | إنه شق مغلق، لكن أظن أنه يمكنني الاعتناء به. |
Bunu bu şekilde yazacağım, ve belki de geçersin, ama sanırım bazı problemlerin olacak... ..çünkü hiç kimseye söylemedin, ortağına bile. | Open Subtitles | سأصف الأمر هكذا وربما ينتهى الأمر لكن أظن أنه ستواجهك مشكلة لأنك لم تخبر أى شخص, ولا حتى شريكك |
Elbette. ama sanırım her şeyi plâna göre uygularsak, tüm bunlar bittikten sonra bekâretini ve itibarını sana geri kazandırabiliriz. | Open Subtitles | بالطبع، لكن أظن أنه إن سار كل شئ كما هو مخطط له يمكنا أن نعيد لكِ سمعتك و عذوريتك |
Ama bence normal olmak daha iyidir. | Open Subtitles | لكن أظن سأكون أكثر سعادة بالحياة التي تناسبني. |
Bu arada, sana söylemedim Ama bence birlikte yaptığımız en iyi film bu olacak. | Open Subtitles | .. بالمُناسبة، لم أخبرك بهذا لكن أظن أن هذا أفضل أفلانا |
Eğer istiyorsan, La Tijera Araba Kiralama tam şurda... Ama bence sahip oldukları herşey tam anlamıyla taklit. | Open Subtitles | مهلاً، تأجير السيارات هُناك، لكن أظن كُل ما لديهم سيارات مكشوفة. |
Her an hazırlıklı olmalısın. Ama... galiba seninle bu iş olmayacak. | Open Subtitles | كن دائماً على إستعداد لكن أظن أن هذا العمل لا يصلح لك |
Bu hoş. ama belki de aracının kolejle bir alakası olmalı. | Open Subtitles | جيدة ، لكن أظن موكب العودة الدراسية لابد أن تكون فكرته متعلقة بالدراسة |
Bayan, üzgünüm, ama ben, beni yanlış anladınız... bu şu okuduğunuz yüzünden, çünkük ben tam olarak o işi yapmıyorum. | Open Subtitles | سيدتي ، آسفُ، لكن أظن أنك أسأت فهم ما قرأتي لأن عملي ليس كذلك بالضبط أعمل في العيادة على الغالب |
Tüm savaşlara değil, Sarge. Başkanın çok yalan söylediğini düşünüyorum. | Open Subtitles | ليس كل الحروب سيدي لكن أظن أن الرئيس يكذب كثيرا |
Üzgünüm derdim ama bunun kimin suçu olduğunu ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | لأعربت عن أسفي، لكن أظن كلينا يعلم من الملوم على هذا. |