Bak, bahsi ilk açıldığında birazcık bir tereddüt yaşamış olabilirim ama bunun tek sebebi şu sıralar başımızdan sürüyle şey geçiyor oluşu. | Open Subtitles | ربما كان هناك تردد بسيط عندما اتاني الخبر اولاً لكن ذلك فقط بسبب ان لدينا الكثير من الامور هنا |
Elbette, avukatım, ama bunun tek sebebi Baro sınavına Alaska'da girmiş olmam ve orada yaklaşık dört tane falan yasa olması. | Open Subtitles | نعم أنا محامي.. لكن ذلك فقط لأني أخذت امتحان التخصص في (نيبراسكا) وهم ليس لديهم سوى 4 قوانين تقريباً |
ama bu yalnızca ekrana sayfa muamelesi yaparsanız geçerlidir. Ekranı bir pencere olarak görürseniz, geçerli değildir. | TED | لكن ذلك فقط إذا نظرنا ألى الشاشة على أنها ورقة, لكنها ليست كذلك إذا نظرنا إلى الشاشة على أنها نافذة. |
ama bu sadece o piçin cesedini yerde sürükledikten sonra gerçekleşecek değil mi? | Open Subtitles | لكن ذلك فقط بعد أن تسحب جثّة هذا الوغد، أليس كذلك؟ |
ama bu belli şekilde anlaşılmak istediği içindi. | Open Subtitles | لكن ذلك فقط لأنه أراد أن يُفهم على نحو ما |
ama bu gökyüzünün sadece ufak bir parçası. | Open Subtitles | لكن ذلك فقط في قطعة السماء الصغيرة تلك |
Kendilerine GDH diyorlar ama bu sadece bir maske. | Open Subtitles | يَدْعونَ أنفسهم جي سي إس، لكن ذلك فقط a تنكّر. |
ama bu oldukça ekstrem bir durumdur. | TED | لكن ذلك فقط في الحالات الشديدة . |
ama bu benim fikrim. | Open Subtitles | لكن ذلك فقط ني. |