| Şimdi, hepiniz biliyorsunuz ki jeopolitik en iyi pinpon izlenerek takip ediliyor. | TED | أنتم تعرفون أن أفضل طريقة لمتابعة السياسة الجغرافية هي بمشاهدة البينج بونج. |
| Bu arada herhangi bir suç dosyasını takip için kendi müfettişlerimizi atayacağız. | Open Subtitles | في هذه الأثناء، نحن سنكون تعيين محقّقوننا الخاصون لمتابعة أيّ قضيّة جرمية. |
| İpucunu takip etmeye gittiğini biliyorum, ama Lawler bunun incelenmesini istiyor. | Open Subtitles | اعرف انك ذاهب لمتابعة التقدم ولكن لوير يريدك ان تتفحص الامر |
| Bir önsezinin peşinden koşmam için Millers'ın olurunu almalıyım. | Open Subtitles | أنا بحاجة إلى موافقة ميللرز لمتابعة حدسي |
| Biraraya gelme nedenleri "Ufuk" diye bir şeyin peşine düşmek. | Open Subtitles | السبب جاؤوا سوية، لمتابعة الشيء يدعون الأفق. |
| Suriye'de süregelen krize dair faaliyetleri izlemek için de kullanılıyor, hangi taraf olursa olsun. | TED | أو لمتابعة كل أحداث الأزمة الحاصلة في سوريا. ما يمكن من مساءلة جميع الأطراف. |
| Bu maskaralığı sürdürmeye devam etmeye kararlıysan | Open Subtitles | إن كنت تشعر حقاً بالحاجة لمتابعة التمثيلية |
| Sizi takip edeni konuşmak için gelmiştim. Cuma günü olan. | Open Subtitles | كُنت أُريد التحدث معكِ لمتابعة الواقعة التي حدثت يوم الجمعة. |
| Siz o çizgiyi takip etmek için kendinize has bir yoldan tempoyu seçiyorsunuz, fakat az ya da çok ona saygı göstermelisiniz. | TED | تختار الوتيرة الخاصة بك بالطريقة الخاصة بك لمتابعة الخط ، ولكن يجب احترامه ، أكثر أو أقل. |
| Boylamsal veri, uzun aylar ya da yıllar boyunca aynı hastayı takip eden veri kümesidir. | TED | وهذه البيانات تعتبر مجموعة من البيانات لمتابعة نفس المريض على مدار شهور أو سنوات عدة. |
| Size geri geri yaklaşıyor olsaydım ve elimde bir aynayla hareketlerinizi takip ediyor olsaydım şu anda çok korkmuştum. | Open Subtitles | كنت أتقرب منك بالمقلوب وأضع مرآة لمتابعة نشاطاتك فقط الآن سأكون أكثر إرتياباً |
| Bunda standart prosedürü takip etmemiz gerek, tamam mı? | Open Subtitles | ونحن في حاجة لمتابعة مستوى الإجراء على هذا واحد ، حسنا؟ |
| Tehlikeli durum protokollerini takip etmek zorunda kalacak ve termal temizlik emrini verecek. | Open Subtitles | سوف يضطر لمتابعة الإجرائات الوقائية وسوف يأمر بالتطهير الحراري |
| Bunu balo gecemde beni takip etmesi için devriye arabası gönderen adam söylüyor. | Open Subtitles | هذا يأتي من الرجل الذي بعث في سيارة دورية تابعة لمتابعة لي حول ليلة الحفلة الراقصة. |
| Yani siz haydut büyücüleri takip etmek için bir ağ mı kurdunuz? | Open Subtitles | لهذا قمت بتشكيل شبكة من العَسس لمتابعة السحرة المتمردين؟ |
| Adam, kurbanı çalıntı arabayla uzak bir yere kadar takip edip... | Open Subtitles | حسنا،هذا الشخص إستخدم شاحنة مسروقة لمتابعة الضحيّة إلى مكانٍ بعيد |
| Sonunu kendin tercih etmiyorsun. Romanın gidişatını takip etmeli. | Open Subtitles | لا حقا أن تختار نهاية الخاص بك، لها لمتابعة ما جاء من قبل. |
| Ve dışarda beni takip etmeyeceksiniz. - Şaka yapıyor olmalısın. | Open Subtitles | ــ أن تسمحوا لي كي أخرج لمتابعة عملي ــ أتمزح معنا |
| Ve bu, hayalinin peşinden gitmen için müthiş bir zaman. | Open Subtitles | .وهذا هو الوقت المناسب لمتابعة ذلك الحلم |
| Operasyonu korumak için para alıyoruz, Jones bir karnaval kaçkınının peşine düşmek için değil. | Open Subtitles | نحن ندفع لضمان حماية غرفة العمليات ليس لمتابعة احد مهرجين الكرنفال حقا ؟ |
| Bir futbol maçını buradan izlemek harika. - Gerçekten bunun için çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | هذه طريقة ممتازة، لمتابعة المباريات، شكرا على ذلك |
| devam etmeye vaktim yok. | Open Subtitles | لمتابعة مشاريع عديمة الجدوى |
| Sizden önceki iki kişiye de söylediğim gibi, doldurduğum bir kayıp şahıs formunun takibi için aramıştım. | Open Subtitles | كما أخبرت آخر شخصين تحدثت إليهما، أنا أتصل لمتابعة تقرير المفقودين الذي قمت بتقديمه. |