| Yeğenin o otobüsün içinde diye bu işe duygularını karıştırmanı istemiyorum. | Open Subtitles | ولا أريد لعواطفكِ أن تتدخل فى هذا العمل وأن تقومي ببذل جهدكِ لأن إبنة شقيقتكِ على متن هذه الحافلة |
| Yeğenin o otobüsün içinde diye bu işe duygularını karıştırmanı istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد لعواطفكِ أن تتدخل فى هذا العمل وأن تقومي ببذل جهدكِ لأن إبنة شقيقتكِ على متن هذه الحافلة |
| Yeğenin o otobüsün içinde diye bu işe duygularını karıştırmanı istemiyorum. | Open Subtitles | ولا أريد لعواطفكِ أن تتدخل في هذا العمل وأن تقومي ببذل جهدكِ لأن إبنة شقيقتكِ على متن هذه الحافلة |
| Sadece hepinizin şunu bilmesini isterim bu otobüste beraber olduğumuz için memnunum ve bu benim durağım. | TED | أردتكم جميعاً أن تعلموا أنني ممتنة لكوننا على متن هذه الحافلة معاً وهنا محطتي الأخيرة |
| Sizin gibi götlerle bu otobüste ölmek istemiyorum! İğrençsiniz siz! | Open Subtitles | لا أريد أن أموت على متن هذه الحافلة معكم أيّها السفلة، أنتم فاشلون |
| O öldükten 30 saniye sonra... başka bir bomba patlar ...ve bu otobüsteki herkes havaya uçar | Open Subtitles | بعد 30 ثانية من موتها شحنة أكبر ستنفجر و سينظفون الجميع من على متن هذه الحافلة أشلاءً |
| Adamım, bence bu otobüste kalmak güvenli değil. | Open Subtitles | يا رجل، لا أظنّ أنه من الآمن البقاء على متن هذه الحافلة |
| dedi. ''Tutuklanmışsınız, eğer tutuklanmamış olsaydınız bu otobüste olmazdık, | TED | وأنا قلت: "حسناً لأنه تم اعتقالك، لو لم تُعتقل، لما كنا اليوم على متن هذه الحافلة. |
| bu otobüste bomba yoktu. | Open Subtitles | لم تنفجر قنبلة على متن هذه الحافلة. |
| D, bu kadın beni vurursa onu ve otobüsteki herkesi öldür. | Open Subtitles | ( دي)، إذا أردتني هذه العاهرة.. أقتلها وجميع من على متن هذه الحافلة. |
| D, bu kadın beni vurursa onu ve otobüsteki herkesi öldür. | Open Subtitles | ( دي)، إذا أردتني هذه العاهرة.. أقتلها وجميع من على متن هذه الحافلة. |