Askeri inzibatlara takım arkadaşlarını tutuklamasını söyle. Hepsi işin içinde. | Open Subtitles | إجعل النائب المهني يعتقل زملاء الفصيلة كلهم متورطون في هذا |
Mükemmel ailemin böylesi berbat bir işin içinde yer almış olmasına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أصدِّق أن آبائي المثاليين متورطون في شيئ فاسد كهذا |
Hükümet, Pentagon'cular. Hepsi işin içinde. | Open Subtitles | أعضاء الحكومة والبنتاغون انهم متورطون فيها |
Ve çalıştığım kişilerin ikisiyle de ilgisi olabilir. | Open Subtitles | و زملائى فى العمل ربما يكونوا متورطون ايضاً |
Ve çalıştığım kişilerin ikisiyle de ilgisi olabilir. | Open Subtitles | و زملائى فى العمل ربما يكونوا متورطون ايضاً |
Neden bu olaya başkalarının da karıştığını düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا تعتقد أن هناك آخرين متورطون في الامر؟ |
Kime güvenebileceğimi bilmiyorum. Herkes bu işe bulaşmış, şey hariç. | Open Subtitles | لا أعرف بمن أثق كلهم متورطون فى هذا , إلا |
Bakım evindeki bazı çocukların bu işe dahil olduklarını düşünüyor. | Open Subtitles | انه يعتقد بأن بعض الفتية من الاصلاحية متورطون |
Hepimiz bu işin içindeyiz. Callie ve ben de riski paylaşıyoruz. | Open Subtitles | يجدر أن تكونا سعيدينe جميعنا متورطون بالأمر |
En yakın arkadaşın söyledi. Onlar da bu işin içinde mi? | Open Subtitles | لقد وشى بك أقرب أصدقائك هل هم متورطون أيضاً؟ |
Departmandan birçok kişi bu işin içinde. Üst rütbelilerden de var. | Open Subtitles | كثير من الرجال فى أدارتنا متورطون فى هذا الموضوع حتى أعلى المناصب |
Eğer işin içinde olduğumuza dair bir kanıt bulurlarsa uzun vadede, yankıları, en az teröristlerle karşı karşıya kaldığımız durum kadar ciddi olacaktır. | Open Subtitles | لو عثروا على دليل أننا متورطون, على المدى البعيد، فإن النتائج ستكون وخيمة مثلما يحدث مع هؤلاء الإرهابيين |
Tabii ki onlar da işin içinde. | Open Subtitles | بالطبع كلهم متورطون في شيء ما متورطون في ماذا. ؟ |
Hayır gitmez, artık onlarda bu işin içinde. Parayı nakliye ediyorlar. | Open Subtitles | كلا , أنهم متورطون الآن أنهم يتعاملون بالمال |
Bu da bizim de bu işin içinde olduğumuzu gösteriridi ve bu herifler de bizi kafamızdan vururlardı. | Open Subtitles | وهذا يعني إننا متورطون بالأمر، وسيطلقون النار على رؤوسنا. |
Ve çalıştığım kişilerin ikisiyle de ilgisi olabilir. | Open Subtitles | و زملائى فى العمل ربما يكونوا متورطون ايضاً |
Ve çalıştığım kişilerin ikisiyle de ilgisi olabilir. | Open Subtitles | و زملائى فى العمل ربما يكونوا متورطون ايضاً |
Ve çalıştığım kişilerin ikisiyle de ilgisi olabilir. | Open Subtitles | و زملائى فى العمل ربما يكونوا متورطون ايضاً |
Ve çalıştığım kişilerin ikisiyle de ilgisi olabilir. | Open Subtitles | و زملائى فى العمل ربما يكونوا متورطون ايضاً |
Kaynaklarımız işe Taylandlı polislerin de karıştığını söylüyor. | Open Subtitles | أن عدداً من رجال الشرطة التايلاندية متورطون في ذلك |
- Rus Hükümetinin ya da Hükümetteki bazı kişilerin, eşimin suikastına karıştığını duydum. | Open Subtitles | أنّ الحكومة الروسية، أو أشخاص بداخلها متورطون بجريمة قتل زوجي |
Çin, konsolosluklarına yapılan saldırıya bulaşmış olduğumuz üzerinde baskı yapmaya devam ediyor. | Open Subtitles | الصينيون لازالوا يمارسون ضغوطاً بشأن قضيتهم .أننا متورطون في الهجوم على قنصليتهم |
Bu işe dahil olan diğer insanlar yapar. | Open Subtitles | هناك أشخاص أخرون متورطون في هذا أيضا |
Hepimiz bu işin içindeyiz. Callie ve ben de riski paylaşıyoruz. | Open Subtitles | يجدر أن تكونا سعيدينe جميعنا متورطون بالأمر |