| Birlikte ne kadar mükemmel olduğunuzu anladığın zaman onun kalbini kıramayacaksın. | Open Subtitles | مجرد ان تدركي كم انتم مثالين مع بعض لن تكوني قادرة على تحطيم قلبه |
| Ne kadar mükemmel olsalar da diğer aileyi yendik demek. | Open Subtitles | لذا تحتم علينا أن نتغلب على أولئك الزوجين على الرغم من أنهما كانا مثالين وهو لنا الآن |
| Size iki mükemmel Barok örneği sunuyorum. | Open Subtitles | مثالين رائعين من عصر الباروك |
| Şimdilerde görsel sanatlar üzerine yoğunlaşıyorum, ama müzikle ilgili iki örnek vermek isterim. | TED | دعونا نترك قليلاً الفن البصري سوف اعطيكم مثالين عن الموسيقى |
| Şimdi sizlere bu tür yapısı olan malzemeler ürettiğimiz özelleştirilebilen iki örnek gösteriyorum | TED | هنا سأقوم بعرض مثالين فقط حيث قمنا بصنع بعض المواد التي لها هذا النوع من البنية، حيث يمكننا تفصيل ذلك كما نريد. |
| Size iki örnek vereyim, yine bahçeden. Lima fasülyeleri. Örümcek maytları tarafından saldırılırsa lima fasülyesinin ne yaptığını bilir misiniz? | TED | سأعطيكم مثالين أيضا من الحديقة فول ليما، تعرفون ماذا تفعل فولة ليما عندما تهاجم من قبل عث عنكبوت؟ |
| Şimdi, sizlere genetik mühendisliğinin böcek ve hastalıklarla savaşmak ve böcek ilacı kullanımını azaltmak için kullanılabildiğine dair birkaç örnek verdim. | TED | الآن، قد قدمت مثالين عن إستخدامات الهندسة الوراثية لمحاربة الآفات والأمراض وللتقليل من كمبية المبيدات الحشرية |
| Ve size Meclis'i yargılatmak ve sürüklemek için neler yaptığımı biraz anlattım, tekmelemek ve çığlık atmak, 21. yüzyılda, ve size bildiğim birkaç kişinin daha neler yaptığıyla ilgili birkaç örnek vereceğim. | TED | إذاً .. لقد أخبرتكم قليلاً عما قمت به .. كان هناك ركل وصياح خلال محاولتى سحب البرلمان .. إلى القرن الحادى والعشرين ، وسأقوم بعرض .. مثالين لأشخاص أعرفهم .. ممن يقومون بنفس العمل. |
| İnsanlar da mükemmel değil. | Open Subtitles | ...و الناس ليسوا مثالين |
| Gördüğünüz bu tabloda konunun önemini göstermek için sadece iki örnek üzerinde konuştum. | TED | لذا أعطيتكم هذا الجدول للتأكيد على أننى تحدثت فقط عن مثالين. |
| İzole edilmiş oldukları için şimdi size iki örnek verdim. | TED | الآن، أعطيتكم مثالين ليس لأنهما مثالان معزولان. |
| Bugün sizlere yeni aletlerden iki örnek vereceğim. | TED | سأخبركم اليوم عن مثالين من الأدوات الجديدة. |
| Sizlere galaksileri kullanarak yapabileceğimiz ölçümlerden iki örnek vereyim. | TED | دعوني أعطيكم مثالين عن أنواع القياسات التي يمكننا أن نستخدم فيها المجرات. |
| Zaman darlığından dolayı size sadece iki örnek vereceğim. | TED | و سأعطيكم فقط مثالين لهذا النوع ، نظراً لضيق الوقت. |
| Ve sizlere diğerlerinin yaptıklarından birkaç örnek göstermek istiyorum. | TED | واضرب لكم مثالين فقط كيف استخدمت. |
| Size birkaç örnek vereyim. | TED | لذا دعوني أعطيكم مثالين. |