| Sözünü ettiğimiz kullanılmış bir araba değil. Bebeğimizden söz ediyoruz. | Open Subtitles | هذه ليست سيارة مستعملة التي نتحدث عنها , إنه طفلنا |
| Bu eski bir şey, yani kullanılmış, pis, yapış yapış bir şey. | Open Subtitles | انها قديمة , وهذا يعنى انها مستعملة وهذا يعنى انها غير نظيفة |
| Bu, kullanılmış araba bayileri için olan reklamımız. | TED | وهذا هو مأخذنا على إعلان لشركة سيارات مستعملة. |
| Sonra ikinci el elektronik aletler yollayıp bir televizyon fabrikası kurduk. | Open Subtitles | ثمّ أرسنا بطلب بعض أجهزة إلكترونية مستعملة وبدأنا بمصنع تلفزيوني صغير |
| Oradaki birçok telefon sadece ikinci el değil. | TED | الآن، أغلب الهواتف ليست مستعملة إطلاقاً |
| Şey... M3R-428'nin yörüngesinde kullanılmamış bir geçit bulduk. | Open Subtitles | حسنا، وجدنا بوابة غير مستعملة في المدار على أم 3 آر |
| - Defol buradan. Babası, kullanılmış arabaları fahiş fiyatlarla satmaya giderken annesi de bingo oynamaya giderdi. | Open Subtitles | والدها يذهب للعمل، يبيعُ سيارات مستعملة بأسعار جاحدة. |
| kullanılmış ucuz bir araç bulursan polisin elindekine ihtiyaç duymazsın. | Open Subtitles | يمكنكِ في الغالب إيجاد مركبة مستعملة بثمن أقل من لصوص البو بو الذين قاموا بسرقتك |
| Yakında seni tadıp bir kenara itecekler, kullanılmış bir halı gibi. | Open Subtitles | عندما ينتهون منكِ كلهم، سوف يرمونكِ مثل خرقة مستعملة |
| Kendine temiz kullanılmış, güzel bir araba alırsın. | Open Subtitles | أنت تستطيع ان تشتري لنفسك سيارة مستعملة نظيفة لطيفة جدا. |
| 10 yıl boyunca hiç harcamazsam, kullanılmış bir araba alabilirim. | Open Subtitles | إذا لم أصرف أياً من تلك النقود، ففي 10سنوات سأشتري سيّارة مستعملة |
| Pekala kızım nereden kullanılmış araba alabilirim? | Open Subtitles | إذاً يا فتاتي أين هو أفضل مكان أستيطع أن أحصل فيه على سيارات مستعملة ؟ |
| Saçlar, iplikler, mermi kovanı, çiklet kağıdı, kullanılmış mendiller, hatta temizlikçinin gözden kaçırdığı eski bir kızarmış patatesi bile aldım. | Open Subtitles | الشعر، الخيوط، أغلفة الرصاصات أغلفة العلكة، مناديل مستعملة وحتّى بطاطس مقلية لم تنتبه لها عاملة التنظيف |
| Ve, Boeing'den ikinci el bir 747 alıp işi kurdum. | TED | و هكذا, كما تعلم, إشتريت طائرة مستعملة بوينج 747 وحاولت البدء بها. |
| Ve harika küçük bir uzay robotu olmasına rağmen bu günlerde bir çeşit ikinci el araba gibi. | TED | وعلى الرغم من أنه روبوت رائع ذو مساحة صغيرة، يعتبر هذه الأيام نوعًا مثل سيارة مستعملة. |
| İkinci el bir jipin seksapeline sahip iyi ovalanmış bir sarışın olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أنها شقراء جميلة وجذابة كسيارة رباعية مستعملة |
| İkinci el mi? Ukala! | Open Subtitles | ذالك الأحمق الفظ يستخدم ألة تصوير مستعملة ؟ |
| Sen bozuyorsun. Onlara ikinci el araba satmaya çalışmıyoruz. | Open Subtitles | أنت تفسد هذا نحن لا نحاول بيعهم سيارة مستعملة |
| Annelerimizin birçoğu, doğum sonrası kullanılmamış eşyalarını başkasına verir. | Open Subtitles | الكثير من امهاتنا يهبن الاشياء الغير مستعملة بمجرد الولادة |
| İçerisi kullanılmamış ilaç doludur. | Open Subtitles | هي مملوء بالمواد الصيدلانية الغير مستعملة |
| Geçenlerde Özbekistan sınırındaki güçlerin kullandığı iletişim şifrelerini almak ister miyim diye sordu. | Open Subtitles | مؤخرا سألني إذا أنا سأهتمّ به حصول على مجموعة رموز الإتصال مستعملة من قبل قوّات أوزبكستان الأرضيّة على طول الحدود. |
| Bu tesis, yarım kalmış bir şekilde, kullanılmadan, öylecene duruyor. | Open Subtitles | لذا , المبانى بقيت غير مستعملة , غير منهية |