| Ama çok iyi olduğu için mantıklı geldi ve ona işi verdik. | TED | ولكنه كان جيدًا للغاية، كان الأمر منطقيًا، ولذلك منحناه الوظيفة. |
| Bu is annesine yaramadi, maalesef vefat etti ama biz ona bu firsati verdik, anliyor musun? | Open Subtitles | لم ينجح الأمر بالنسبة لها و توفيت للأسف و لكننا منحناه هذه الفرصة هل تفهمني؟ |
| Bu is annesine yaramadi, maalesef vefat etti ama biz ona bu firsati verdik, anliyor musun? | Open Subtitles | لم ينجح الأمر بالنسبة لها و توفيت للأسف و لكننا منحناه هذه الفرصة هل تفهمني؟ |
| Hepimiz bu başarılı adımı atması için gereken bütün araçları ona verdik. | Open Subtitles | لقد منحناه الأدوات لإنجاز هذه القفزة الكبيرة للأمام |
| Bunun için büyük bir el hak ediyor ve biz ona bir tane verdik. | Open Subtitles | لقد استحق يداً كبيرة لذلك، ولقد منحناه ذلك |
| Canı cehenneme. İstediğini verirsek, kendine temsilci diyen her amatör... aynı şeyi isteyecek. | Open Subtitles | لا, اللعنة, إذا منحناه هذا كل شخص سيريد نفس الشئ |
| İstediğini verdik. Adamlarını geri aldı. Neden bize burada saldırıyor? | Open Subtitles | لقد منحناه ما كان يرغب لقد استعاد قيادييه. |
| Teslim olma fırsatı verdik ama yapacağı ır şeymiş gı ı urmuyor. | Open Subtitles | لقد منحناه فرصة ليستسلم، لكنه لا يبدو مستعداً على فعل ذلك. |
| İstediğinden çok daha fazlasını verdik zaten. | Open Subtitles | لقد منحناه وقتا أكثر مما طلب بالفعل |
| Seni onun bunun çocuğu. Ona bu binaya tam erişim izni verdik. | Open Subtitles | منحناه صلاحية دخول هذا المبنى بأكمله |
| Ama ona bir saat verdik zaten, artık geleceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لقد منحناه ساعة .. أعتقد بأنه سوف يأتي |
| Ona insanlık için bir kahraman olma şansı verdik ama onun götü yemedi. | Open Subtitles | لقد منحناه فرصة لكي يتحول إلى بطل بإسم الآدمية... ولكنه جبــن. |
| verdik ve ikisinde de başarılı olamadı. | Open Subtitles | لقد منحناه ولم يصب في السباقين |
| Ona hayatını ve oğlunu zarar görmemiş olarak verdik. | Open Subtitles | لقد منحناه حياته وحياة ابنه بسلام |
| Seni onun bunun çocuğu. Ona bu binaya tam erişim izni verdik. | Open Subtitles | منحناه صلاحية دخول هذا المبنى بأكمله |
| Ona çok fazla şans verdik. | Open Subtitles | لقد منحناه العديد من الفرص. |
| Ona istediği her şeyi verdik. | Open Subtitles | لقد منحناه كل ما يريده |
| Ona istediğini verirsek iş tatlıya mı bağlanır yani? | Open Subtitles | إذًا، أتظن أننا إذا منحناه ما يريد سيتوقف لهذا الحد؟ |