Çok iyi arkadaştık. Ondan daha iyi bir dost bulmak zordur. | Open Subtitles | لقد كنا أصدقاء جيدين انه من الصعب أن تجد صديق جيد |
Bazen hissettiğini ifade edebilmek için doğru kelimeleri bulmak zordur. | Open Subtitles | أحياناً يكون من الصعب أن تجد الكلمات التي تصف شعورك |
Bugünlerde güvenebileceğin iyi bir yardım bulmak çok zor | Open Subtitles | من الصعب أن تجد مساعد جيداً تستطيع أن تثق به في هذه الأيام |
Sanırım iyi bir yardım bulmak çok zor, ne dersin? | Open Subtitles | أظن من الصعب أن تجد المساعدة الطيبة |
İşini düzgün yapan birini bulmak zor. | Open Subtitles | من الصعب أن تجد من يقوم بعمله على الوجه الصحيح |
Ölü fareleri bulmak o kadar zor olamaz. | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون من الصعب أن تجد الفئران الميتة. |
Elbette, ne aradığını bilmediğinde bir şeyi bulmak zordur. | Open Subtitles | بالطبع، من الصعب أن تجد شيئاً لا تعلم ماهيّته |
Penceresi olan bir kulübe bulmak zordur. | Open Subtitles | من الصعب أن تجد كوخ به نافذه |
Bence, internette olanlara baktığımızda, inanılmaz bir son yarım düzine yılla, doğru benzetmeyi bulmak çok zor. | TED | أظن أنه، أيضاً، إذا نظرنا إلى ما حدث لشبكة الإنترنت . . . فى السنوات الستّ الأخيرة من أشياءٍ لا تُصدّق؛ حتى أنه من الصعب أن تجد تمثيلاً صحيحاً لها. |
İyi partner bulmak çok zor. | Open Subtitles | من الصعب أن تجد شريكا جيدا. |
İşini düzgün yapan birini bulmak zor. | Open Subtitles | من الصعب أن تجد من يقوم بعمله على الوجه الصحيح |
Bu günlerde yumruk yiyebilecek bir hatun bulmak zor olsa gerek. | Open Subtitles | لا بد وأنه من الصعب أن تجد فتاة تتلقى لكمة في هذه الأيام. |
- Evet, etti. Bugünlerde daire bulmak zor iş. | Open Subtitles | من الصعب أن تجد شقة . هذه الأيام |
Bunu bulmak o kadar zor olamaz! | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون من الصعب أن تجد! |