| Tanrım, bu bebek köşeleri rayda gidiyor gibi dönüyor olmalı. | Open Subtitles | يالهي من المؤكد انها تدور كما لو كانت علي قضبان |
| Başkan bu yola başvurduğuna göre önemli bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | من المؤكد أن أمراً مهماً قد حصل للرئيس ليفعل هذا |
| Sadece yuruyerek MuhabirL Evet, su anda kesinlikle hareket ediyor. | TED | فقط عن طريق المشي. الصحفي: حسنا، من المؤكد أنه يتحرك. |
| Burada öleceğiz, orası kesin. İçeri girmenin bir yolunu bulacaklar. | Open Subtitles | من المؤكد بأننا سوف نموت هنا ، سيجدون طريقًا للدخول |
| Tabii, Eminim nefis sohbetlerin olmuştur Eflatun ya da Aristo ile. | Open Subtitles | من المؤكد أنك تملك المزيد من حواراتك الجميلة مع أفلاطون وأرسطو |
| Muhtemelen şu anda beni görmek yada söylemem gereken şeyleri duymak istemiyorsundur. | Open Subtitles | من المؤكد أنك لا تريد رؤيتي الآن أو سماع ما أريد قوله |
| - Bir reklam ödülü kazanmalı demiyorum ama özellikle elma odaklı reklamlar için bir ödüle aday olabilir Elbette. | Open Subtitles | أنا لا أقول بأن عليه أن يفوز بجائزة الإعلانات.. ولكنه من المؤكد بأنهُ سيُرشّح لإعلانات التفاح على وجه التحديد. |
| Eğer düşündüğün buysa benim gerçekten sıkıcı biri olduğumu düşünüyor olmalısın. | Open Subtitles | من المؤكد انك تعتقد اننى ممله اذا كنت تعتقد هذا .. |
| Tanus'un kitabında atladığımız bir bölüm olmalı. Glory'ye karşı kullanabileceğimiz bir şey. | Open Subtitles | من المؤكد أن هناك شيئاً في كتاب تارنيس يمكننا استخدامه ضد جلوري |
| 3 haftadır köpeklerinle ilgilendiğine göre, ...çok iyi bir komşu olmalı. | Open Subtitles | من المؤكد انهم جيران طيبين لقيامهم بالإعتناء بكلبين لمدة ثلاث اسابيع |
| Bu da kızın olmalı. Yaşayacak uzun bir ömrü var. | Open Subtitles | من المؤكد أن هذه إبنته في إنتظارها حياةٌ طويلة لتحياها |
| Güncel olanı elime geçti ve inan bana çatıda kesinlikle bir kamera var. | Open Subtitles | حصلت الآن على واحدة حديثة وصدقني، من المؤكد أن هناك كاميرا على السطح. |
| Fakat, robot silahlar tamamen tehlikeli gibi olabilirler. Çünkü onlar hemen hemen kesinlikle kullanılacak ve ayrıca demokratik enstitülerimize karşı yıpratıcı olacaklar. | TED | ولكن قد تكون الأسلحة الروبوتية خطيرة لحد ما، لأنه من المؤكد أنها ستستخدم وسيكون لها دور في تقويض مؤسساتنا الديمقراطية |
| Ama iş tasarıma geldiğinde kendisi kesinlikle bir dahi. | TED | و لكن فى أمور التصميم من المؤكد أنه عبقرى. |
| Evde yaşayacağım da kesin değildi. Ben bunu 36 yaşıma kadar öğrenmemiş olsam da... | TED | ولم يكن من المؤكد أنني سأعيش في المنزل، على الرغم من أنني لم أعلم ذلك إلا حين بلغت 36 من العمر. |
| Bu arttırıcı geribildirimlerin tam olarak ne hızda gerçekleşeceğini söyleyemesek de, ısınmayı durdurmazsak bunun gerçekleşeceği kesin. | TED | في حين لا يمكننا أن نعرف بالضبط مدى سرعة حدوث ردود الفعل المضخمة هذه، من المؤكد أنها ستحدث، ما لم نوقف الاحترار. |
| Kısa bir zamandır birlikte çalışıyoruz, ama bu adamın bunun peşini bırakmayacağına Eminim. | Open Subtitles | عملت معه فترة قصيرة فقط ولكن من المؤكد أنه لن يسمح بنسيان هذا |
| Eminim bunu yaptığımız için o oldukça heyecanlanırdı değil mi? | Open Subtitles | من المؤكد أنّها متحمّسة لأننا سنخفض من انبعاثاتنا الكربونية، صحيح؟ |
| Eminim ki, Muhtemelen buradaki herkesin, ya da kesinlikle büyük bir çoğunluğumuzun olduğu gibi, hepimiz ilahi bir deneyimi tecrübe etmişizdir, hayatlarımızın içinde sadece bir an, bir dakika, belki de bir kaç saniye, benliğimizin sınırlarının fesholduğu o anı yasamışızdır. | TED | أنا متأكد ، وربما كل واحد منكم هنا ، أو من المؤكد أن الغالبية الساحقة جدا منكم ، كان لها ما يمكن أن نسميه تجربة روحية ، لحظة في حياتكم ، لبضع ثوان ، وربما لمدة دقيقة ، تلاشت حدود ذاتك. |
| Muhtemelen insanlarin varligindan haberdar olmasini istemeyecektir. | Open Subtitles | من المؤكد انه لا يريد ان تعرفه الناس .لك ما تريد |
| Elbette, gelecekte insan beyninde bir alanın, biri kendi kendine sövünce aydınlandığını öğrenirsek hiç de şaşırmam. | TED | من المؤكد أنه إذا اكتشفنا في المستقبل وجود منطقة في العقل تضيء عندما يشتم الشخص نفسه، فإنني لن أتفاجأ ابدا |
| "Eve erken dönmek için çok çalışmış olmalısın" der kesin. "Beni özledin mi" diye sorar. | Open Subtitles | من المؤكد أنك عملت كثيرا لتعود إلى المنزل هل افتقدتني كثيرا؟ |
| Tabii ki, otelin önündeki aracın şerifin olduğunu kimsenin bilmediği bir yer. | Open Subtitles | من المؤكد لن يلاحظ احد أن سيارة المأمور هي التي في الأمام |
| - Kimi yokladığını bilmiyorum ama İngilizlerle şimdi karşılaşırsak iki şeyden emin olabilirsin. | Open Subtitles | لا أعلم من تخدم إذا قابلنا البريطانيين الآن من المؤكد حدوث أحدى الشيئين |
| Ve bu sevimli şeyleri her yemekten sonra mutlaka fırçalamak lazım. | Open Subtitles | وهذه الأشياء من المؤكد أنها تقوم بالتنظيف بعد كل وجبة |
| Ama herhalde Pike's Hole, gidip kontrol edemeyeceğiniz kadar uzakta değil. | Open Subtitles | من المؤكد أن بايكس هول ليست بعيدة جدا يمكنك الذهاب هناك لتتأكد |