| Çocuklara düşkün olduğunu sanmıyorum efendim. | Open Subtitles | لا أعتقد انه مولع جدا بالصبية الصغار ، يا سيدي |
| O kadar sever ki... onu plajdan sürükleyerek çıkarmak zorunda kalırız. | Open Subtitles | مولع بها كان يجب علي ان اجره من الشاطئ ليذهب للعمل |
| Hayır, sosisli sandviçi çok severim. Tam bir sosisli manyağıyım. | Open Subtitles | ، لا ، أحب المقانق المقلية أنا مولع بالمقانق المقلية |
| - Ama Bayan Osmond üvey kızını... - çok seviyor, bir şeyler yapabilir. | Open Subtitles | السيدة أوزموند مولع لها ربيبة، وقالت انها قد تفعل شيئا. |
| Sonunda sığır eti yiyeceğim. Bilirsin çok düşkünüm. | Open Subtitles | \ سينتهي بي وانا اكل اللحم البقري تعرفين اني مولع به |
| Tübingen Prensi... kumara çok düşkündü, tıpkı bütün Avrupa saraylarının... centilmenleri gibi. | Open Subtitles | والذي كان لدية إرتباط عظيم "بفرديريك" العظيم كان مولع باللعب بشكل عاطفي كالسادة المحترمين بكل محاكم أوروبا |
| Onları yemekten mi yoksa onlarla oynamaktan mı hoşlanır demek istemiş bilmiyorum. | Open Subtitles | اتسأل إن كان يعنى بأنه يأكل الكلاب أم مولع بهم . كلامه مبهم جداً |
| Eğer adam ayak fetişisti değilse cinsel bölgelerden en uzağa gitmiş. | Open Subtitles | نحن نتحدث عن شخص مولع بالأقدام لأننا في الحقيقة لا نستطيع الابتعاد عن المناطق الجنسية |
| Bir Rock yıldızı olmak istiyorum ama arabalardan da hoşlanıyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون نجمًا غنائيًّا لكني مولع بالسيارات أيضًا |
| Markway, sen de taş aslanlara düşkün müsündür? | Open Subtitles | أخبرني؛ دكتور ماركواي؛ أنت مولع بالأسود الحجارة |
| Kahrettsin, söylesene bana hangi adam kadına düşkün değildir ? | Open Subtitles | تباً. أخبرْني أَيّ رجل لَيسَ مولع بالإمرأةِ؟ |
| Pahalı şeylere düşkün olduğumu söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت أنك مولع جداً بالأشياء الثمينة |
| Ben bilhassa bir kedi severim, bilhassa bir çocuk sever değil. | Open Subtitles | أنا مولع بالقطط بشكل خاص ولست مولعاً بشكل خاص بالأطفال |
| - Ethandun'da iyi savaştı. - Bunu insanlara hatırlatmayı da epey sever. | Open Subtitles | قاتل جيدا في إيثندون كما أنه مولع بتذكير الناس |
| Onu çok severim ama kabul edelim. . İncil hocası sayılmaz. | Open Subtitles | أَنا مولع بها، لَكنَّها لا معلّمَ مدرسة الأحدِ. |
| İyi giyinmeyi severim bilirsin ama dün bu yüzden orada bulunmuyordum. | Open Subtitles | تعرفني، أنا مولع بتلك الأمور، أحبّ أن أبدو متأنّقاً، ولكن ليس بالأمس |
| - Baban insanların başlarını vücutlarından ayırmayı çok seviyor. | Open Subtitles | أنظري, والدكِ مولع بفصل رؤوس الناس عن أجسادهم |
| Biliyorsun, arkadaşımız tehlikeli sporları seviyor. | Open Subtitles | حسناً، أنتِ تعلمين صديقنا مولع بالرياضة الشاقة |
| Neredeyse tüm Yunan şeylerine düşkünüm. | Open Subtitles | -انا مولع بكل الاشياء اليونانية تقريبا |
| Babam ona çok düşkündü, onu el üstünde tutardı. | Open Subtitles | كان ابي مولع به واحترمه احتراما كبيرا |
| Yerinde olsam yapmazdım. Hapse girmekten hoşlanır. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لما فعلت هذا ، إنه مولع بالمشاكل |
| Ve Jim bunlara sahipmişçesine davranan, gözlerden uzak tutulan ayak fetişisti. | Open Subtitles | وجيم كان خزانة مولع بالقدم متظاهرا بالانتماء |
| Kadınlardan hoşlanıyorum, sana yardımım dokunur mu? | Open Subtitles | ماذا أفعل حيال ذلك أنا فقط مولع بالنساء! |
| Madem bu kadar düşkünsün onlara okulun kurallarına uyana kadar her gün saat 4'te buradan alırsın onları. | Open Subtitles | برؤية أنك مولع جداً بهن يمكنك أخذهن هنا كل يوم عند الساعة الرابعة حتى تطيع قواعد المدرسة. |
| "Garland Humphrey Lynch filmlere, gece kulüplerine, balıkçılığa, lunaparklara düşkündür." | Open Subtitles | مولع بالأفلام, والملاهى والصيد والمتنزهات |
| Ben de parmesana düşkünümdür ve viskiye bayıIırım. Şerefine. | Open Subtitles | . أنا مولع بالجبن الجاف عن نفسى , و بالويسكى الإسكتلندى |