Bahçedeki ölü köpekle oynayacağız, hem de mezarını kazmak zorunda kalmadan! | Open Subtitles | مع الكلب المدفون بالحديقة يا إلهى ليس علينا حتى نبش الجثة أولاً |
Tek yapmamız gereken kazmak, sonra pılımızı pırtımızı toplayıp, gidiyoruz. | Open Subtitles | كل ما علينا فعله هو نبش الحفرة وأخذ أغراضنا والخروج من هنا |
Aradığınız adam bu dört kişinin isteğine uyarak, onları mezardan çıkardı. | Open Subtitles | إنّ الرجل الذي أنت تبحث عنه، مستحضر أرواحك، نبش هؤلاء الرجال بموجب رغباتهم. |
Yakın zamanda mezardan çıkarılmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | تم نبش قبرها مؤخراً هذا ما يبدو عليه الأمر |
Onları kazıp çıkaran kişi, gömüldükleri yeri tam olarak biliyormuş. | Open Subtitles | أياً كان من نبش تلك القبور كان يعرف تحديداً مكانها |
Ama sen kitabında geçmişi kurcalamak şimdiki zamanı bulandırır yazmamış mıydın? | Open Subtitles | لكن في كتابك لم تقل... نبش الماضي يعكر الامور |
Ben mezar açma emrini imzalamaya karar verdiğiniz için beni tehdit ettiğinizi düşünüyordum. | Open Subtitles | ظننت بانك كنت تهددني لأنك قررت أن توقع على امر نبش الجثة |
Sonra mezar kazıldı ve cesetler çıkarıldı. | Open Subtitles | و من ثم نبش قبرهما |
1944 Ocak ayının ilk günlerinde, toprağı kazıp cesetleri çıkarmaya başladık. | Open Subtitles | في يناير 1944 بدأنا نبش القبور واستخراج الجثث |
mezar kazmak ve insan hayatı kurtarmaya çalışmak? | Open Subtitles | نبش القبور ، ومحاولة إنقاذ البشر ؟ |
Ya da kazmak gibi. | Open Subtitles | او نبش جثة |
Vales, Glitch'i kazmak için götürdü. | Open Subtitles | -فاليز) أرغم (غليتش) على نبش الجثث) . |
mezardan çıkarma emri dışında, başka bir seçenek bırakmadınız bana. | Open Subtitles | حسنا. إذن لم تتركا لي خيارا سوى الحصول على أمر نبش |
Senin ve karının onayıyla mezardan çıkarma emri alabiliriz. | Open Subtitles | بموافقتك و موافقة زوجتك يمكننا الحصول على أمر نبش القبر |
Ama tam emin olabilmek için Bay Arrieta'nın cesedini mezardan çıkarmak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | لكن علينا نبش قبر السيد ارييتا للتاكد من ذلك |
Kendisi bir paleobiyolog yani fosil yaşam bilimci ya da eski ölü şeyleri kazıp çıkarmada uzmanlaşmış biri diyebiliriz. | TED | فهي عالمة في الحفريات القديمة، ما يعني أنها مختصة في نبش الكائنات الميتة القديمة جدا. |
Büyük-büyükanneyi kazıp çıkarmak duyduğum en kötü cinayet gerekçesi değil. | Open Subtitles | أوه ، نبش جثة الجدة ليس الدافع الأكبر للقتل |
Neyi kurcalamak, Chris? | Open Subtitles | نبش ما يصل كريس؟ |
Geçmişi kurcalamak gibi bir niyetim yok. | Open Subtitles | انا لأ اهتم في نبش الماضي |
Ve bu da mezar soygunundaki maceramızın sonu demek oluyor. | Open Subtitles | وهذا يُنهي آخر مغامرة لنا فى نبش القبور. |
Kimin mezarı kazıldı? | Open Subtitles | قبر من الذي نبش ؟ |
Fotoğrafı çalan ve o pankartı hazırlatanlar her kimlerse geçmişim hakkında büyük bir skandal çıkarmaya çalışmıyorlar. | Open Subtitles | ،والآن، أيًا كان من سرق الصورة ،ودمّر تلك اللوحة بقصد فانهم لم يكونوا يحاولون نبش ماضيّ لكشف فضيحة كبرى |