| Bizi içine çekiyormuş gibi hissettirmesinin nedeni, dikkatimizi çekmeye yönelik Bu yarış. | TED | والسبب في إحساسنا أنه يجذبنا بهذه الطريقة هو هذا السباق على جذب اهتمامنا. |
| Afedersin. Görüyorsun ya, Bu yarış bir kadın için uygun değildi. | Open Subtitles | حسنا أنا متأسف هذا السباق ليس المكان المناسب لأمرأة |
| Bu yarış Finlandiya'dan Avustralya'ya kadar milyonlarca izleyici tarafından izlenecek. | Open Subtitles | هذا السباق يُشاهد عبر الملايين ،، حول العالم من فنلنــدا الى استــراليــا ،، |
| ve Saray'daki hassas çoğunluk, bu yarışta son derece önemli olabilkir. | Open Subtitles | ومع أغلبية ضئيلة بمجلس الشيوخ، يعد هذا السباق الإنتخابي حيوياً للغاية. |
| Hayır, bu yarışta benim atım yok sayın büyükelçi. | Open Subtitles | لا، ليس لدي حصان في هذا السباق سيدى السفير. |
| Ama Bu yarışa girdiğimde, beni destekleyenlere bir söz vermiştim. | Open Subtitles | لكنني قطعتُ وعدًا عندما دخلت هذا السباق لمؤيديَ و أنصاري |
| Elbette Bu yarışın favorisi o ve şu an ahırında ona bakıyoruz. | Open Subtitles | بالطبع هو المفضل في هذا السباق كما وإننا ننظر إليه في حضيرته |
| Dinle, Irving. Bu yarış fazla uzun sürdü. | Open Subtitles | انصت, إرفينج هذا السباق يستغرق وقتا طويلا. |
| Bence Bu yarış bir kadının önsezilerinin onu bir yere kadar götüreceğini kanıtlayacak. | Open Subtitles | وأنا أعتقد بأن هذا السباق سيثبت بأن حدسها النسوي أخذها بعيداً |
| Bu yarış, hangisinin başarı şansının yüksek olduğunu belirleyebilir. | Open Subtitles | قد يُحدد هذا السباق أيّ فرخٍ ينتظره مستقبلٌ واعد |
| Bu yarış sonuçta halk için, değil mi? | Open Subtitles | أعني، هذا السباق لصالح الناس، أليس كذلك؟ |
| Bu yarış onun için yeterince yanlış gitti. | Open Subtitles | هذا السباق لم يجري بشكل جيد بالنسبة له حتى الآن. |
| Hayır, mesele sadece Bu yarış değil Doug. | Open Subtitles | لا، لا، الأمر ليس فقط عن هذا السباق الإنتخابي، دوغ. |
| bu yarışı unutma. bu yarışta da atım var. | Open Subtitles | لا تنسى هذا السباق أنا لدي حصان في هذا السباق أيضا |
| bu yarışta göreceğim bazı adamlar onlar da orada olacak. | Open Subtitles | لهذا لا أستطيع أن أراهن على هذا السباق أتسمع يا عزيزي |
| Umarım bu yarışta her şeyi bahse sokarsın, çünkü kaybedeceksin. | Open Subtitles | لا أريد أن أسمع أتمنى فقط أن تكون راهنت بكل شيء في هذا السباق |
| Bu yarışa katılmamız bize reklam olur. | Open Subtitles | باشتراكنا في هذا السباق هذا يعنى الكثير من الشهرة |
| Bu yarışa kadar, Brandenburg şampiyonayı şimdiden kazandığını düşünüyordu. | Open Subtitles | عَبر هذا السباق ، براندنبــرج .. كان يفكر بأنه كان الفائز بالبطولة .. |
| Evet, Ray. Bu iyi bir fikir. Peyton takımının Bu yarışa ihtiyacı var. | Open Subtitles | نعم راي إنها فكرة جيدة أعني فريق بيتون يحتاج هذا السباق |
| 2009 yılında en hızlı Amerikalıydım ve Bu yarışın genelinde 6. sıradaydım. | Open Subtitles | وفي 2009، كنتُ أسرع أمريكي وحللتُ سادساً بالترتيب العام في هذا السباق. |
| Ama halka Bu yarışın dünyanın büyük şehirlerinden geçeceğini söyledik. | Open Subtitles | لكنّنا أخبرنا الجمهور ان هذا السباق سيمر خلال اعظم مدن العالم |
| Arkadaşlarıyla birlikte bu yarıştan bahsediyorlarmış. | Open Subtitles | أخبرتني أنها تتحدث مع أصدقائها عن هذا السباق |
| Evet, o yarışı da Brezilyalılara kaybediyoruz. | Open Subtitles | آجل ، خسرنا هذا السباق إلى البرازيليين |
| Bu arada Çinliler yeni aya yapılan bu yarışı kesinlikle kazanacaklar. | TED | بالمناسبة، الصينيون بالتأكيد يربحون هذا السباق نحو القمر الجديد. |