| dediler. Dolayısıyla onlar bunu yapıyor ve gelecek yıl başlatıyoruz. Ve bu tamamıyla bir deneme ve tamamıyla gönüllülüğe dayanıyor. | TED | لذلك هم يفعلون هذا ، وسنقوم باطلاقها لاحقا في هذه السنة، و كل هذا عبارة عن تجربة،و كله من متطوعين. |
| bu gerçekten sembolik bir işti, çünkü şehirden görülemeyen ilk poster yapıştırmamızdı. | TED | بالتالي فان هذا عبارة عن تعبير رمزي, لانه الاول الذي نعمله حيث لا يمكنكم مشاهدته في المدينة. |
| bu yaklaşık olarak saniyede 2.000 kare ve tam altta olan ve dokuya saplanacak olan uca dikkatinizi çekmenizi istiyorum. | TED | هذا عبارة عن 20,000 اطار في الثانية واود منكم ان تلاحظوا الرأس الحاد المتواجد هناك في الأسفل على وشك خرق الانسجة |
| Bunu hatırladınız mı? bu, 6 yaşından itibaren yenilen yemek miktarını kasıtlıca azaltmak ve aynı zamanlarda kendilerini çekicilik- lerine göre tanımlamaktı, değil mi? | TED | هل تذكرون هذا؟ كان هذا عبارة عن تقييد الاستهلاك الغذائي عن قصد لعمر السادسة، وتعريف أنفسهم بناءًا على الجاذبية خلال تلك الفترة، أليس كذلك؟ |
| bu çok gizli. Hiç kimsenin bilmesini istemiyor. | Open Subtitles | كل هذا عبارة عن أسرار هي لا تريد أحدا أن يعلم |
| Peki, bu muazzam bir zaman kaybına dönüştü. | Open Subtitles | حسنا, ربما أصبح هذا عبارة عن مضيعة كبيرة للوقت |
| Bakın bu bile olmuyor. Olmuyor, çünkü tek başımayım. | Open Subtitles | حتى هذا لا يفي بالغرض إنه لا يفي بالغرض لأن هذا عبارة عن شخص واحد |
| "Ama hayata giden kapı dardır ve yol düzdür ve az kişi bu yolu bulabilir." | Open Subtitles | .بالنسبة لنا هذا عبارة عن انحناء كبير لليسار او اليمين ولكن ما اضيق الباب المؤدى الى الهلاك |
| Testi geçemeyenler bu akşam çantalarını toplayacaklar bu tamam ya da devam sınavı. | Open Subtitles | أولئك الذين ليس لديهم مهارة سيحزمون حقائبهم ونعم، هذا عبارة عن امتحان نجاح او فشل |
| İnsanlar işimizin kolay olduğunu sanıyor, öylece durup güzel görünmek ama bu zihniyet meselesi. | Open Subtitles | الناس يظنون أن ما نقوم به عملٌ سهلٌ أنت تعلم،الوقوف هناك و الظهور بشكل جميل لكن كل هذا عبارة عن حالة ذهنية |
| Çünkü hangi okula giderse gitsin... ve özgeçmişi nasıI olursa olsun, bu sadece bir kalıp ve ben onu reddederim. | Open Subtitles | لأنك عندما تذهبين لمدرسة ما يسألونك عن خلفيتك هذا عبارة عن تحجيم وأنا أرفضه |
| Ya bu tünelin sonundaki ışık olayıysa ve ben de ışığa gitmeyip bedenime dönsem? | Open Subtitles | ماذا لو كان كل هذا عبارة عن نفق من الضوء ولم أستدير لأرجع إلى الحياة بعد |
| bu bir isim değil. Araya çiçek sokuşturulmuş bir kadın ismi ve bir erkek ismi. | Open Subtitles | ان هذا ليس اسم، هذا عبارة عن اسم سيدة مع اسم رجل |
| Seatlle'da bu dilimleri alıp -- bu bütün bir insan beyninin yarısıdır (hemisfer) -- bir anlamda "kaliteli bir et dilimleme makinesi"ne koyuyoruz. | TED | وفي سياتل ، نأخذ تلك -- هذا عبارة عن نصف كرة دماغية -- و نضعها في جهاز تقليمٍ للحم. |
| Bütün bu olanlar bir çeşit, benden gelen enerjiyle bu plastikten gelen enerji arasındaki bir dans ve ortaklık. | Open Subtitles | كل هذا... عبارة عن تآلف أو شراكة بين... الطاقة المنبعثة مني وطاقة البلاستيك |
| Kelepçeleri taktılar. Artık,bir yere kaçamaz. | Open Subtitles | هذا عبارة عن تصوير لمدة 3 شهور ويتم مونتاج نصف ساعة |
| Sakin ol, tamam mı? O 60 gb'lık bir alet. | Open Subtitles | حسناً , هدئي من روعك فقط إن هذا عبارة عن 60 نموذجاً لحياتي |