| Goliath o dönemdeki akranlarından çok daha uzundu ve genellikle biri normalden o kadar uzak olduğunda, onun bir açıklaması olur. | TED | فرأس وكتفىَ جالوت أعلى من أقرانه في ذلك العصر، وغالبا عندما يكون هناك شخص فوق العادة لهذه الدرجة، هناك تفسير لذلك. |
| Bu olaydan haberim yok ama eminim bir açıklaması vardır. | Open Subtitles | لست متأكداً من ذلك ولكني متأكد من أن هناك تفسير. |
| Yani ya taraflardan biri yalan söylüyor ya da farklı bir açıklaması var. | TED | اذن واحد من هذه الاطراف يكذب او هناك تفسير اخر |
| Fakat eğer sıradan, genel gerçekliklerden biri ise bunun için başka bir açıklama yok. | TED | لكن لو كان مجرد واحد من تلك الحقائق العامة العشوائية، ليس هناك تفسير آخر له. |
| Bence bunun başka bir açıklaması var. | Open Subtitles | وبشرته جافة ومقشرة لا بد أن هناك تفسير آخر |
| Bunun mantıklı bir açıklaması olduğunu söylüyorlar ama gerçekten yardımına ihtiyaçları var. | Open Subtitles | انهم يقولون ان هناك تفسير منطقى , ولكنهم يريدون مساعدتك |
| Hadi, burada kalamayız. Bak, buradaki her şey için bir açıklaması vardır. | Open Subtitles | هيا , لآ يمكننا البقاء هنا لابد من أن هناك تفسير لكل هذا |
| Keşke bir açıklaması olsaydı, ama yok işte. | Open Subtitles | أتمى لو كان هناك تفسير آخر لهذا ، لكن لا يوجد |
| Doug, eşinin Halâ hayatta olmasının bir açıklaması yok. | Open Subtitles | ليس هناك تفسير لما زوجتك ماتزال على قيد الحياه حت الأن |
| Ama bunun bir açıklaması var. | Open Subtitles | إذا نجح في الخروج مني حياً ولمن هناك تفسير لتورطه |
| Bekle, bu işin basit bir açıklaması olduğundan eminim. | Open Subtitles | انت ليس لديك امر تفتيش انتظر.. انتظر انا متأكدة بأن هناك تفسير بسيط لكل هذا |
| Birçok insan bunun bir açıklaması olduğunu, bir tür komplo, bir tür kumpas olduğunu düşündü. | Open Subtitles | شعر عديدون أنه لا بد وأن يكون هناك تفسير لما حصل لا بد وأنّ هناك مؤامرة ما أو مكيدة |
| Eminim bir açıklaması vardır. Bunu yapmak zorunda olduğumuzu sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا واثقة بأن هناك تفسير للأمر لا أظن أن علينا القيام بذلك |
| Bilmiyorum. Kuantum Fizikte karmaşık bir açıklaması var. | Open Subtitles | لا أعلم كان هناك تفسير معقد يتعلق بفيزياء الكم |
| İnsan aklına koydu mu, her şeye akılcı bir açıklama bulabilir. | Open Subtitles | أتعلم أن هناك تفسير منطقي لكل شيء لو وضعته في ذهنك فقط ؟ |
| Silikon Vadisi'nde dar görüşlü bir açıklama var, Intel, Microsoft, Apple ve Genentech'i finanse ettiği yıllara göre şimdi daha az arzulu şirketleri finanse ettiğini kabul ediyorlar. | TED | حتى لا يكون هناك تفسير ضيق في سيليكون فالي، الذي يعترف أنه قد تم تمويل شركات أقل طموحا مما كان عليه في السنوات عندما قاموا بتمويل إنتل، ومايكروسوفت، وأبل وجينينتيك. |
| Pekâlâ, bunun için de mantıklı bir açıklamam var. | Open Subtitles | حسناً, هناك تفسير منطقي لهذا أيضاً |
| Gördünüz mü, size bu saçmalığın bir açıklamasının olacağını söylemiştim. | Open Subtitles | أترين,أخبرتكِ أن هناك تفسير جيد لكل الأمور الجنونية التي وقعت مسبقاً |
| Belki bir izahı vardır. | Open Subtitles | ربّما هناك تفسير. |