Seninle ilk başta çıkmamın tek nedeni bu zaten. | Open Subtitles | ذلك هو السبب الوحيد الذي دعاني للخروج معك من البداية |
Ve bu çitlere gelmeyi sürdüreceğimin tek nedeni. | Open Subtitles | و هو السبب الوحيد الذي سأستمر من الاقتراب منه |
Ve bu çitlere gelmeyi sürdüreceğimin tek nedeni. | Open Subtitles | و هو السبب الوحيد الذي سأستمر من الاقتراب منه |
Böyle hızlı evlenmesinin tek sebebi odur. | Open Subtitles | وهذا هو السبب الوحيد الذي سيجعل جايسون يتزوج بسرعة يا أخي |
Yani seni dövmeyişimin tek sebebi odur. | Open Subtitles | وهذا هو السبب الوحيد الذي لا يجعلني أضربك |
Birisine bağlılık sözü vermeni sağlayacak tek sebep bu mu? | Open Subtitles | هل ذلك هو السبب الوحيد الذي ترغب به لكي تلتزم؟ |
Hastalığı sizden önce bilme nedeni buydu. | Open Subtitles | وهذا هو السبب الوحيد الذي جعلها تعرف قبلكم |
Aslında, ona dikkat etmemin tek nedeni buydu ama sonra, yola bakmam gerekiyordu. | Open Subtitles | لأكون صادقا ً، هذا هو السبب الوحيد الذي جعلني انتبه إليه لكن بعد ذلك.. كان علي إبقاء عيناي على الطريق |
Yolculuğa katılmamın tek nedeni bu. | Open Subtitles | هذا هو السبب الوحيد الذي من أجله جئت في تلك الرحلة |
Babamın beni buraya çağırmasının tek nedeni de bu. | Open Subtitles | فهذا هو السبب الوحيد الذي استدعاني أبي من أجله |
Mekeler şehrini aramanın tek nedeni bu mu? Cehennemin yangınlarından kaçmak için mi? | Open Subtitles | هل هذا هو السبب الوحيد الذي جعلك تطلب المدينة السماوية؟ |
Charlotte beni istedi, beni seçti. Yapmamın tek nedeni budur. - Pişman olacaklar. | Open Subtitles | إنه أنا من أرادته شارلوت, هي إختارتني, ذلك هو السبب الوحيد الذي جعلني أفعل ذلك |
- ...bunun intihar olduğunu savunmasının tek nedeni budur. - Hiç de değil. | Open Subtitles | هذا هو السبب الوحيد الذي يجعله يظن أن ما حدث كان انتحارًا |
Bir şey yapmak için elimde kalan tek sebep para. | Open Subtitles | المال هو السبب الوحيد الذي تبقَ لي لفعل أي شيء |
Bir ev sahibinin onları evden atmak için sahip olması gereken tek sebep bu çünkü GLBT bireyleri ayrımcılığa karşı korumak için bir kanun yok. | TED | هذا هو السبب الوحيد الذي يحتاج إليه المالك لطردهم ، لأنه ليس هناك حمايةٌ من العنصرية ضد هؤلاء الناس. |
Silahımı ateşlememin tek nedeni buydu. | Open Subtitles | ذلك هو السبب الوحيد الذي قد يحرر سلاحي أبداً |