Özür diliyorum ve sizi temin ederim ki, bu sorunu çözmek için uygun gördüğünüz her kararda sizinle işbirliği yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أعتذر وأؤكد لك أنني مستعد للتعاون مع أي دورة تظنها مناسبة لكي نحل هذه المشكلة |
Bu zararı da mümkün olan her konuda telafi etmeye hazır olduğuma sizi temin ederim. | Open Subtitles | وأؤكد لك رغبتى فى تعويضهم بأى طريقة ممكنة |
Ve sizi temin ederim, General, bu yemek daha yeni başladı. | Open Subtitles | وأؤكد لك يا سيادة اللواء أنّ هذه الوجبة ما زالت في بدايتها |
Jestiniz için çok teşekkür ederim ve emin olabilirsiniz, Bay Graham gerekli her şeyi getirecektir. | Open Subtitles | إني أقدر كثيراً مبادرتك هذه، وأؤكد لك بأن السيد (غراهام) سيأتي بكامل تجهيزاته. |
Çok sağlam olduğuna emin olabilirsiniz. | Open Subtitles | وأؤكد لك أنه أقوى من ذي قبل |
Bir daha asla kovulmayacağına seni temin ederim. Ölene kadar burada çalışacaksın. | Open Subtitles | وأؤكد لك لن يتم طردك مجدداً، ستعمل هنا حتى مماتك ، حسناً؟ |
Ama sana garanti ederim, o adama saldırırsan... o yerden sağ çıkamazsın. | Open Subtitles | وأؤكد لك إن هاجمت ذلك الرجل لن تخرجي من تلك الحانة حية |
sizi temin ederim, o sorulara cevap verirseniz olayı çözmemize yardımcı olursunuz ve bütün o telefonların arkası kesiliverir. | Open Subtitles | وأؤكد لك أنك إذا أجبت الأسئلة سوف تساعدنا على حل القضية وكل المكالمات ستنتهي |
Taşınırken son derece titiz davranılacağı konusunda da sizi temin ederim. | Open Subtitles | وأؤكد لك أننا سنتعامل مع نقلها باحترام وخشوع |
sizi temin ederim ki zat-ı âlinize başka sorunlar çıkartmayacak. | Open Subtitles | لن تسبب لك مزيدًا من المتاعب وأؤكد لك ذلك. |
Ve sizi temin ederim, savaşın kurallarını belirlemesine müsaade ederseniz korkunç bir sonuçla karşılaşacaksınız. | Open Subtitles | وأؤكد لك إذا سمحت له بأن يحدد شروط المعركة فستحصل على نتيجة كارثية |
Bunu yapmadan önce bu konuyu yeterince değerlendirdiğimize sizi temin ederim. | Open Subtitles | وأؤكد لك أننا لم نفعل ذلك بدون أخذ الكثير من الحيطة والحذَر ولكن الخيار الأخر لدينا كان... |
sizi temin ederim, size yardım etmek için S.H.I.E.L.D. ile elimizden geleni yapıyoruz. | Open Subtitles | وأؤكد لك أننا نعمل مع شيلد لأجل مساعدتك |
Çok saglam olduguna emin olabilirsiniz. | Open Subtitles | وأؤكد لك أنه أقوى من ذي قبل |
Evet ve herhangi bir operasyondan önce Bakan Durant'in iletişime geçeceğinden emin olabilirsiniz. | Open Subtitles | نعم, وأؤكد لك أن وزيرة الخارجية (دورانت) ستتصل |
Satır aralarında gizlenmiş birkaç mesajı anlayacaktır, seni temin ederim. | Open Subtitles | دسست فكرة أو فكرتين بين الاسطر وأؤكد لك أنها فهمتهما |
Çoktan restorana gitti ve seni temin ederim anlamaz. | Open Subtitles | إنها بالفعل في المطعم وأؤكد لك انها لن تتفهم |
sana garanti ederim ki seni üzecek. | Open Subtitles | وأؤكد لك أنها ستفعل |